Üniversiteler açılıyor. Bilimsel özgürlük, fırsat eşitliği,
barınma, ulaşım, kredi vb sorunu... ekonomik krizin yansıması,
önlemler, çözümler vb... Ama konuşulmayan, paylaşılmayan bazı
sorunlar da var. Çocuklarımızı tek başlarına büyük kentlere
gönderiyoruz. Ne kadar korunaklılar...
Üniversiteli bir genç. Bilgisayarından başını kaldırmadan diyor
ki:
-Yakında artık serbest olacak galiba...
-Nedir o?
-Esrar...
E çağdaşlaşma dediğimiz bu herhalde. ABD’de birçok eyalette müjdeli
haber gibi veriliyor, yasal olarak kabul edildi. Avrupa’da bazı
ülkelerde de öyle...
Genç devam ediyor:
-Sosyal medyada o kadar rahat söz ediliyor ki...
Ben şaşkınlık içinde dinlerken gerisini getiriyor:
-Okulda filan herkesin içinde whatsapp’tan bir numaradan
istiyorlar, konum atıyorlar, şuradayım diyorlar, yakındalar belli
ki, 5-10 dakika sonra geliyor.
Yeni duydum ya ona buna anlatıyorum; “ne var bunda...” gibi
dinleniyorum gençler tarafından. O kadar yaygın yani... o kadar
olağan...
MARY HAPSET BENİ
Geçiyoruz bilgisayarın başına bizim üniversiteli gençle, bana
birkaç şarkı sözü gösteriyor...
“Ey, ey, ey/ Ey, ey, ey/Young Sop/ Çek bi’ duman bana dön bunu/ Her
tadan aklını kaybedecek (ey)/ Harmanım içmedim 10 gündür/ Bu durum
beni mahvedecek (ey)/ Senin her türün ayrı bi’ zevk/ Mary Jane,
Mary Jane, Mary Jane/ Seni istiyorum yanımda her gün (Esrarın
adıymış Mary Jane. ŞP)/ Bu durum beni mahvedecek (skrrt)/ Çek bi’
duman bana dön bunu/ Her tadan aklını kaybedecek (ey)/ Harmanım
içmedim 10 gündür/ Bu durum beni mahvedecek (ey)/ Senin her türün
ayrı bi’ zevk/ Mary Jan...