Yine bizim Amerikancılar zor durumda.
Hele de onların dar pencerelerinden bakan haberciler,
yorumcular…
Koskoca ABD!
Ah sen neydin! Ne oldu?? Asya ülkeleri olsa hemen tepelerine
binerler, ballandıra ballandıra anlatırlardı, abalıya vur ha
vururlardı. Birden şaşaladılar.
Eylemleri başından bu yana izliyoruz. Doğru düzgün şimdiye kadar
göstermediler bile.
Şimdi zor durumdalar. Mızrağı çuvala sığdırma gayretlerini
hallerine acıyarak izliyorum.
Yok Yahudiler varmış orada… Lobiler varmış… Zenginlermiş… Filistin
diye yapıyorlarmış. Onun için bu kadar sertmiş. Yoksa ABD çok
demokratmış, özgürlükler dünyasıymış... Zaten o üniversitede
yabancı öğrenciler çokmuş…
Polis nasıl acımasız. Eskiden Fransız ve
ABD polisi ünlüydü. Şimdi Atlantik ülkelerinde hemen her ülkede polis
şiddeti çok aştı. Sistem zora girdikçe, zor kullanımı giderek
artıyor.
Polis de artık sistemi korumada zorlanıyor. Giderek şiddet
artıyor.
ABD’de en son bildiğim, 2022’de dokuz eyalette, kolluk güçlerinin
öldürücü güç kullanımıyla ilgili hiçbir yasal düzenleme yoktu. Her
yıl yüzlerce kadın ve erkek, polis tarafından öldürülüyordu.
Kol kırılıp yen içinde kalırdı.
Uluslararası Af Örgütü bile açık açık yazıyor. Kimse tam olarak kaç
kişi olduğunu bilmiyordu çünkü ABD’de kaç kişinin hayatını
kaybettiği sayılmıyordu. Ancak eldeki sınırlı bilgiler,
Afro-Amerikan erkeklerin polisin ölümcül güç kullanımından
orantısız bir şekilde etkilendiğini gösteriyordu.
Polis memurları tarafından öldürülen silahsız Afrikalı
Amerikalıların çoğunluğunu erkekler oluştururken, çok sayıda
Afrikalı Amerikalı kadının da polis şiddeti nedeniyle hayatını
kaybettiği raporlarda ancak bu ifadelerle yer alıyordu. Kimsenin de
ABD’nin hatırını sorduğu yoktu.
O elinde sopa dünyada terör estirirdi. Hatta terörü yaratır ondan
sonra da gider “düzen sağlamak için”, “demokrasi” getirmek için
darbe yapar müdahale ederdi.
Ama bir süredir başta ABD, Atlantik ülkeleri can derdinde. Artık
dünya efendisi değil.
Farkında değil misiniz… Sistem kendini koruyor. Üstelik yalnızca
örgütsüz işsiz güçsüz siyahlar da değil. O yalnızca “insan hakları”
çerçevesindeydi. Acır geçerdin… Şimdi iş başka.
Bu öğrenci hareketleri bir yayılırsa… ya bütün topluma bir kıvılcım
çakarsa… plan ve projeleri yapılıyor. Teksas’a bayrak çekilmeye
başladı bile. Kaliforniya zengin. Diyor ki ben ne diye bu kadar
evsizi sırtımda taşıyayım. Silkeleyim gitsin. Ayrılıklar
konuşuluyor. Toplu halde eyaletler açıklama yapıyor. Yeni Amerika
“Birleşik” Devletler haritaları çiziliyor.
Bozkır fena kurudu.
Salgın döneminden bu yana iyice arttı.
Farklılıklar iyice yaşam sorunu oldu. Makas çok açıldı. ABD’nin
efendilik günlerinde herkesin, özellikle beyaz orta sınıfın ağzına
bizim gibi ülkelerin üretici güçlerinin alın terinden birer parmak
bal verir toplum susturulurdu. Altında araban, elinde son modele
yakın telefonun var mı, var… bas gaza gitsin… ABD Asya’da yenildi.
Hem de en “baldırı çıplaklardan” tokadı yedi. Arkasına bakmadan bir
tek köpeğini alıp kaçabildi.
Yakın zamana kadar çok da siyasi olmayan bir gençlik vardı.
Uyuşturucuyla, LGBT’yle kafasını bulandırdığı bir
gençlik. Dünya “tırtında” değil… TV ve atıştırmalıklarla oyalanan
kenarında kenarı kent çevreleri. Ama iş Vietnam gibi değil artık.
Yoksulluk ve en doğalı sağlık bile ulaşılamaz hale geldikçe hesap
sorulmaya başlandı. Neden Irak… Sudan, arkası geldi… Neden Ukrayna,
neden İsrail…
ABD toplumu üstelik silahlıdır. Salgının ilk haftalarında Beyaz
Saray yönetiminin çekmecelerinde duran bir tatbikat, masanın
üzerine konmuştu. Ayaklanmalara karşı önlemler alınmıştı. ABD büyük
devlet. Gerçekçi.
Filistin’deki direnişe destek nerede başladı? ABD’nin en büyük
kentlerinde, en ünlü üniversitelerinde. Beyazın da beyazı… O
üniversitelere girmek daha siz portakalda C vitaminiyken belli
olur. Şaka yapmıyorum. Ödediğiniz vergiye göre kentlerde,
mahallelerde oturabilir, ona göre ilk-orta -liseye gidebilir, taze
meyve sebze yeme şansına bile ona göre ulaşabilirsiniz.
Öyle yurt sorununa filan benzemez. Eğer basketbol yıldızı olmaya
aday değilseniz ki öyle olduğu zaman okuma yazmayı zor sökseniz de,
para getireceğiniz için kapılar aralanır. O da sayılı.