GÜZEL olan bu işte; partiler, bildirgelerle rekabete giriyor, verdikleri sözleri önceden ilan edip halkla sözleşme imzalıyorlar.
Sözleşmeye uyan oluyor, uymayan oluyor; ama yol açıldı daha
iyisi de gelir.
Hakkını teslim etmeli, bu yolu 2011'den beri açan parti CHP
oldu.
Seçmenden umduğu karşılığı göremese de diğer partileri bu yola
çekti; 7 Haziran gibi 1 Kasım için de takip edilen parti haline
geldi. Tamam, bildirgeler birbirine çok benzedi, pek heyecan
yaratmadı.
Ama olsun, iktidarın da muhalefetten bir şeyler öğrendiğini ortaya
koydu, dar gelirlinin pastadan daha fazla pay almasının yolunu açtı
ya, bu da çok şey.
EN SOMUT ÖNERİ PASSOLİG
Seçim bildirgelerinde yeni şeylerin olmaması, bu seçimin ne kadar
zorlama olduğunu da ortaya koyan bir sonuçtur; çünkü yeni
söylenecek söz kalmamıştı, seçmen iradesini netlikle ortaya
koymuştu.
Yazık ki seçmeni 'yanlış yaptı, kandırıldı' diye görenler, yeni
sandıklarla bir nevi kumar oynama yoluna saptılar.
Neyse, seçmen de oyunu 'niye yeniden sandık başındayım' diye
atacağı için biz bildirgelere dönelim ve ilk iki tespiti
sıralayalım.
1- AKP, vaatlerde CHP, MHP ve HDP'yi takip etmesine rağmen, iktidar
avantajını unuturcasına onların gerisinde önerilerle halkın
karşısına çıkarak şaşırttı.
2- Bildirgelerde somut ve yeni denebilecek iki vaat söz konusu,
gençler ve PASSOLİG; ilginçtir ikisi de yine CHP'den geldi. Tabii
bugün, 13 yıllık iktidar AKP'nin yükü haline geldiği için işi
zor.
Nasıl olmasın ki, kalın bildirgenin başlığında "Huzur ve
İstikrarla" yazıyor.
İstikrardan kim neyi anlıyor bilmem; ama dünyada, 13 yıllık
iktidarının ardından hâlâ 'huzur' öneren pozisyonda kalan başka bir
parti yok sanırım.