“Beyaz Türk”…
Basında kavramın; Serdar Turgut ya da Ufuk
Güldemir’in “buluşu” olduğu yıllardır konuşulur! Akademi
dünyasına göre ise Prof. Nilüfer Göle tarafından
ilk kez kullanıldı.
Kavramı geniş kitlelere ulaştıran “Efendi: Beyaz Türklerin
Büyük Sırrı” kitabı oldu.
“Beyaz Türk”; Batı hayranı, zengin, eğitimli imtiyazlı
sınıfı tanımlamak için kullanılıyor. Bu
azınlık yıllarca ülkenin ekonomik kaynaklarını,
siyasi ilişkiler/askeri darbeler ve
medya-entelektüel çevre gibi bağlantılar üzerinden elinde tuttu.
Altı Ok’u özünden koparıp tasfiye eden
“Gardırop Atatürkçülüğü” bunların eseriydi.
Prof. Yalçın Küçük haklı tespitte bulundu:
Akademisyenden gazetecisine, tiyatrocusundan ressamına kadar
Türkiye’de “en iyi” ne varsa sadece bunlardan
gösterildi! Merkezi iktidarı duvarla ördüler, halka açmadılar.
Sonunda…
Halktan o kadar uzaklaştılar ki,
varoşun oylarıyla çeperi yıkan AKP, merkezi iktidara gelip oturdu.
16 yıldır da kaldırılamıyor…
Yazdığım her cümle için saatlerce tartışma yapabiliriz. Ama konum
Türkiye değil; benzerini bir başka ülke yaşıyor:
İngiltere!
Zengin “Beyaz İngilizler”, -aşırı solcu- dedikleri İşçi
Partisi lideri Jeremy Corbyn’e karşı sert muhalefet
yürütüyor! Güya Corbyn “Yahudi düşmanı” idi!
“Yahudi düşmanlığı” ile sınıfsal öğretiyi temel
alan “aşırı solculuk” nasıl yan yana gelebilir?
Tıpkı “Beyaz Türklerin” yaptığı gibi, zengin “Beyaz İngilizler” ile
“Beyaz Yahudiler” büyük bir hataya doğru yelken
açıyor…
Şöyle:
Jeremy Corbyn İşçi Partisi genel başkanlığına seçil...