Tohum köktür…
Kök ise gelecek!
Tarih: 2 Ekim 2006.
TBMM önünde küçük grup
basın açıklaması yaptı:
-Tohumlarımızı yasaklamak ülkemizi silahsız
işgal ettirmektir.
-İthal tohumların soframıza
kanser olarak gelmesini istemiyoruz.
-Tohum Yasası
tohum çeşitlerimizi yasaklamaktır.
–Tohum yasa tasarısı Meclis’ten çekilsin.
Basın açıklaması sonunda grup, Meclis bahçesine tohum
serperek, “Bu gördüğünüz son yerli tohum olabilir”
uyarısında bulundu.
Avrupa küçük çiftçiler örgütü La Via
Campesina TBMM’ye mektup gönderdi:
“Biz Avrupalı küçük çiftçiler, benzer yasalardan çok çektik, hâlâ
da çekiyoruz. Tarımsal üretimimiz her geçen
gün çokuluslu şirketlere, onların tohumlarına
ve tarım ilaçlarına daha bağımlı hale geliyor. Avrupa’nın küçük
çiftçileri için ve düşük kaliteli üretilmiş ürünlere
boğulmuş tüketicileri için bir ümit yolunu açacak
Türkiye’ye ihtiyacımız var; tohum yasasını reddedin!”
Sonuç ne oldu?
Tarih: 31 Ekim 2006.
AKP, 5553 sayılı
“Tohumculuk Kanunu”nu çıkardı. Dedi
ki:
“Ey köylü, binlerce yıldır yaptığın gibi üretim
yapamazsın, tohumu artık şirketlerden alacaksın. Aksi halde 10 bin
lira ceza ödersin. Aksi halde tohumların yakılır. Aksi halde 5 yıl
da ekip biçmeme cezası alırsın!”
Sonra daha sertleştiler: “Sertifikalı tohum almazsan sana
destekleme yok!”
Üç yıl sonra… Yıl 2009.
“Çiçeği burnunda”
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer,
İzmir yarımadası köylerini dolaşmaya başladı.
Antik Çağ’ın 12 İyon kentinden biri olan Gödence
Köyü’nde sandık içine gizlenmiş
bir hazine buldu…
Artık yok olduğu düşünülen “Topan Karakılçık Buğday Toh...