Konuyu Venezuela’ya bağlayacağım…
Erdoğan diyor ki:
“Çarşı pazarda, marketlerde fiyatlar, üreticiden alındıktan sonra
aracılar vasıtasıyla tırmandırılıyor. Fiyatlar birbirini tutmuyor.
Burada belediyelerimize büyük görevler düşüyor. Bu
tür fiyat artıranları hesaba çekmeniz lazım…”
Yıllar sonra aynı noktaya geliyoruz:
Osmanlı pazara müdahale ediyor fiyatları belirliyordu!
Cumhuriyet pazara müdahale ediyor fiyatları belirliyordu!
1980’lerde “pazara dokunulamaz” diyen piyasa
fetişisti neo-liberalizm, -Turgut Özal eliyle-
bin yıllık iktisadi anlayışımızı yıktı. Üretici-tüketici korunaksız
kaldı. Bu sebeple…
Seçmen 1989’da yerel yönetimlerde SHP’yi iktidara taşıdı.
Fakat. Özal’ın yolundan yürüyerek neoliberalist
belediyecilik anlayışı uygulayan SHP, özelleştirmeler yaparak
halka ucuz yiyecek götüren kuruluşları tasfiye etti. Tanzim
Satış Mağazası-Tansaş bunlardan sadece biriydi…
Keza. Neoliberalizm ahlaki yıkım da getirdi:
Halkın dürüst-fedakar tanıdığı “eski solcular”, tüketim hırsına
kapılıp belediye işlerinden avanta almaya
başladı. Maalesef çoğu hırsızlık yaptı ya da yapılmasına göz
yumdu! Sonuçta, bir önceki seçimi SHP’ye kazandıran
varoşlar-yoksullar bu kez RP’yi iktidara
taşıdı.
İşte aynı yıllarda…
Tarih 27 Şubat 1989.
Yer: Venezuela.
Dünyada neoliberalizm rüzgarı estiriliyordu.
El Gran Viraje (Büyük Dönüş) adı verilen neoliberal IMF
politikaları sonucu yoksullaşan on binlerce kişi ayaklandı.
Caracazo ayaklanmasında iki bini aşkın insan
hayatını kaybetti.
ABD Başkanı Bush-IMF ülkeye 4.5 milyar dolarlık sıcak para
gönderse de iktidar değişimine engel olamadı. Chavez iktidara
geldi…
Kafanı...