Gerek CHP’nin, Türk kimliğini yok sayan “kültürel program taslağı”...
Gerekse son yıllarda her sorunu “kültüre” bağlayan etnisite ağırlıklı “kimlikçi sol” görüşler…
Bitmez tükenmez dindarlık-sekülerlik üzerine yapılan tartışmalar…
Epeydir kafamdaki tartışmayı yazmamı zaruri kıldı.
Buna sebep olan kıvılcımı Patrick Wilcken’in, “biz öncelikle bilinç değil, kültürün ürünü toplumsal yaratıklarız” diyen Claude Levi-Strauss ile yaptığı nehir söyleşisi kitabı oldu: “Laboratuvarda Bir Yaşam”. Sonra Levi Strauss’un “Hüzünlü Dönenceler” eserini okudum. Vs.
Yaşamı boyunca Levi-Strauss, toplumdaki ekonomik çatışmayı değil, kültürü merkeze alan bakış açısı geliştirdi: Yapısalcılık.