Bu satırları yazarken, 2019 yılının sabahı çoktan oldu. Yeni bir
yıl dedikleri nedir? Ekran, bir ülkenin aynasıdır. Geçtiğimiz
yıl TV’nin aynasında fazlasıyla
buz vardı. Sabah başlayan bir buzlama, öğleden sonra DNA
testleriyle devam ediyordu. Sofra hazırlanırken, haberlere yakın,
“Ben onu beğenmedim” demek de buzlanmanın başka bir
çeşidi...
Sonrasında buzlanmanın bardakları çıkıyordu karşımıza ve
içeceklerin muhafaza edilmiş haliyle, ilişkilerin kadın-erkek
eşitsizliğinde izlenme
payına hasrettik.
Cezalarımız mevcuttu
Çok yüksek tondan, açınca birden, kulağa yoklama çeken ses
yarışması, hayli buzlu... “Sperm bankasına ne gerek var, inşaat
işçileri var ya?” demişti buzlu buzlu bir jüri üyesi zamanında...
Herhangi bir mozaikleme ya da flulaştırma olmadan yayınlanmıştı
kafa kesme durumu bir tarihi dizide. Bir de flulaştırılmadan
söylenen sözler vardı. Cezalarımız bol miktarda yine
mevcuttu... Aile yapımızı buzlamaya izin yoktu.
şekilde bizlere sunuldu.
O kadar da ‘reyting’ almıştık
Haber kanallarının sayısı hayli arttı. Buzlu konuklardan bir demet,
iktidar ya da muhalefet cephesinden, ekrana çıkmanın da bir meslek
olduğunu bu yıl da anlatmaya çalıştı... Ne kadar ilginç olduğunun
altını çizdikten ve manşete de oturttuktan sonra, “Manyakmış”
diyerek buzladığımız isimler de oldu. Çok şaşırdık halbuki, o kadar
da ‘reyting’ almıştık di mi? Sabah kalktığınızda 2019’un
ilk gününe, gitmiş olan, dört haneli bir rakam, sizin ömrünüzden
ise bir yıl. Ekranda gelen giden bir şey yok. Yine o dizinin eski
bölümlerinden demet, bir ayağı bir yıl öncesinden, bugün de devam
ediyor. Haberler aynı saatte, aynı minvalde ve çoğu aynı tornadan
buzlu olarak... Diziler, biraz dinlenip kaldığı yerden ve sofra
programı aynı marketten. Bütün hikaye bu kadar! “Buzlanmayan bir
ekran isteriz” diye bitirmek, tüm bu lafların üzerine adet yerini
bulsundur sadece..