Her sabah NTV’de Mahfi Eğilmez ve Berfu Güven ile yaptığımız
Geri Sayım programına gelen izleyici sorularının önemli bir bölümü
kurun seviyesi ile ilgili olur. Bugünlerde en çok merak edilen konu
ise dolar kurunun tekrar 3.50’nin altına inip inmeyeceği. Bu
sorunun cevabı büyük ölçüde dışarıdan Türkiye’ye giren sermayenin
miktarına bağlı. Sermayenin miktarını ise iç dinamikler olduğu
kadar, belki de daha fazla küresel likidite koşulları belirliyor.
Eğer içeriden kura baskı yapacak taze bir şok gelmezse TL’nin
tekrar değerlenip 3.50 seviyesinin altını görmesinin bir numaralı
belirleyicisi küresel likiditenin durumu ve önde gelen merkez
bankalarının atacakları adımlardır.
Cnbc.com’daki bir makalede okumuştum, 2008 krizinden bu yana
dünyanın önde gelen 50 merkez bankası 700’den fazla faiz indirimi
yapmış. Yani piyasaların açık olduğu her 3 günde bir defa faiz
indirilmiş. Amaç ekonomileri resesyondan çıkarmak. Merkez bankaları
önce faizleri ultra-düşük seviyelere indirmişler, yani kredilerin
maliyetini düşürmüşler. Bakmışlar olmuyor, bankaları kredi verir
hale getirmek için ellerindeki tahvilleri satın alıp onlara
yaklaşık 9 trilyon dolar vermişler.
Hisseler değerlendi
Şimdi ise normale dönüş zamanı, ama belirsizlik var. Merkez bankaları bu paraları geri çekebilecekler mi? Sıfıra hatta eksiye indirdikleri faizleri yükseltebilecekler mi?