Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika seyahatinden dönerken
yaptığı değerlendirmeler gündemin ilk maddesi.
Erdoğan’ın açıklamaları içerisinde en dikkati çekeni Suriye’de El
Bab bölgesine kadar ulaşan Fırat Kalkanı Harekâtı’na ilişkin
ifadeleri.
Erdoğan, El Bab’daki mücadeleden söz ederken, “Rejimle zaten karşı
karşıyayız. Cerablus’ta da kaldık, El Rai’de de, Dabık’ta da
kaldık. Görünen değildi, maşa kullandı. Mesela Afrin uzantısında
PYD devredeydi. ABD’nin verdiği silahlar nereye gitti, PYD-YPG
hatta DEAŞ’a gitti. Bunları biliyoruz. Ama benim temennim odur ki
Cenevre süreci, Rusya ve İran’la birlikte Astana’da başlatılan
süreç, inşallah rejimi olumlu bir noktaya çeker ve El Bab hallolmuş
olur. El Bab’da süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi
bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım. Yapılan çalışma bu
istikamettedir” dedi.
Bu önemli ifadeler, Türkiye’nin El Bab konusundaki hedefinin ilanı
anlamını da taşıyor.
Kuşkusuz, bu kadar kritik bir açıklamanın perde arkasında önemli
gerekçeler var.
Sahadaki durum
Fırat Kalkanı Harekâtı, zaten sınırdaş bir ülkenin bir bölgesinde
hakimiyet kurma amacını gütmüyordu.
Harekâtın tek gerekçesi, El Bab’ı da içine alan bölgeden Türkiye
sınırına yönelen terörist saldırıları ve olası riskleri bertaraf
etmekti.
Operasyon halen bu ana gerekçe üzerinde ilerliyor.
Başlangıcındaki kadar hızlı ilerlemese de başarıyla
yürütülüyor.
Harekâtın başladığı günden bu yana masada da sahada da birçok
gelişme yaşandı.
Ancak DAEŞ’in bölgedeki direnişi ve El Bab özelinde sahadaki
mukavemet çabası değişmedi.
Son dönemde enteresan bilgiler de yansıyor.
Suriye rejimi, El Bab’ın güneyine kadar dayandı.