Ak Parti Genel Merkezi dün olağanüstü günlerinden birini daha
yaşadı.
Ancak Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun merakla beklenen konuşması
öncesinde Genel Merkez koridorlarında bu olağanüstülüğü yansıtmayan
bir sessizlik hakimdi.
Yüzler gergindi
Davutoğlu’nun, olağanüstü kongre tarihini 22 Mayıs olarak deklare
ettiği MYK toplantısının hemen ardından, açıklamasını yapması
bekleniyordu.
Öyle olmadı.
Toplantının bitimi ile Başbakan’ın basın salonuna girişi arasında
geçen sürede MYK üyeleri, bazı MKYK üyeleri ve bakanlardan oluşan
isimler peyderpey salona geldiler.
Yüzlerde “gerginlik ve durgunluk” hakimdi.
Başbakanlık hukuku
Başbakan Davutoğlu’nun, kendisi için kırılma noktası olduğunu
açıkça ifade ettiği, 29 Nisan MKYK’sındaki yetki devri listesine
imza atan isimlerin gözlerinin içine bakarak yaptığı konuşmasının
özeti bir anlamda şöyledir:
“Geride bıraktığım 20 ayda Cumhurbaşkanımızın istikamet verdiği
gibi ‘güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan’ modalitesiyle çalıştım.
Hükümet başkanı olarak tam puanla dolu bir icraat karnesine imza
attım. Bunlara rağmen başarısız muhalefet liderleri koltuğunu
korurken, yüzde 50’ye yakın oy olan bir genel başkan olarak şimdi
bırakmak zorundayım. Başarısız değilim, dolayısıyla bu tercihi ben
yapmadım. Beni yarı yolda bırakanları not ettim ancak bu benim bir
Ak Parti neferi olduğum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la hukukumu her
şeyin üzerinde tuttuğum gerçeğini değiştirmez. Şimdi bırakıyorum.
Hiçbir göreve kendiliğimden talip olmadım ancak hâlâ
buradayım.”
Başbakan, bundan sonraki kariyeri ne olursa olsun 5 konuya kutsal
emanet olarak baktığının altını çizdi:
Cumhurbaşkanı ile arasındaki kardeşlik hukuku, Ak Parti hukuku,
seçmenlerin hukuku, ülkenin hukuku ve gönül coğrafyasının
hukuku.
Bütün bunların ötesinde ise 20 aylık sorumluluğunun gereklerini tam
olarak yerine getirdiğini ilan ederek bir anlamda “Başbakanlık
kariyerinin hukukuna” saygı beklemeye hakkı olduğu mesajını da
verdi.