20-30 Kasım’da Brüksel’de gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi,
Ankara’nın uzun yolculuğunda önemli bir dönüm noktasını ifade
ediyor.
Elbette, AB ülkelerinin Ankara’nın kapı numarasını hatırlamalarında
uzunca bir süre kulak tıkadıktan sonra sanki hiç hesaplamadıkları
bir şey olmuş gibi yaşadıkları mülteci şokunun etkisi büyük.
Ancak Suriye kriziyle ısınan Ortadoğu’da Rusya’nın da denkleme
girmesiyle yeniden belirginleşmeye başlayan iki kutuplu düzen göz
önüne alındığında, Türkiye’nin AB ile ilişkilerde yakaladığı yeni
iklim bir yol ayrımını da işaretliyor.
Dün Meclis’te Ak Parti grup toplantısında Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun konuşmasını dinledim.
Davutoğlu, hükümet olarak önümüzdeki dönemde AB müktesebatına uyum
sürecini hızlandırmakta kararlı olduklarını vurgularken, “Yargı
sistemimizi başta AB olmak üzere uluslararası norm ve standartlara
göre yeniden yapılandıracağız. AB’ye katılım için ulusal eylem
planımızı titizlikle hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.