Bu gayret Türkiye'de de özellikle çarpıcıydı. Siyasette, dış politikada, özel ilişkilerimizde, belagatimizde makul olmayanı yapmak ve söylemek için çalışılıyor gibiydik uzun süredir.
***
Makul davranmak, akla mantığa uygun davranmak anlamına
geldğinden bundan
uzaklaşmanın hem bireysel hem de toplumsal maliyetleri olacağı
kesindi.
Nitekim Türk insanı makulden uzaklaşmanın bedelini hem bireysel
hayatında hem de toplumsal yapısında hemen her gün ödemekte.
***
Makulün Türk siyasetine döneceğine ben Ekrem İmamoğlu’nun ortaya
çıkması ile ve ona toplumdan gelen sevgiyi görünce yeniden inanmaya
başladım. O güne kadar makulü bir daha görebileceğimize
inancımı yitirmek üzereydim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da makulü görebildiğine ve istediği takdirde bunu toplumun hayatına tekrar sokabileceğini düşünüyorum.