Evet kabul ediyorum, ben kolay gaza gelebilen, olaylara pozitif bakmaya eğilimli, iyimser ruhlu bir insanım. Bu yüzden sosyal ve siyasi olaylarda çok kolay yanlışlar yaparım. 30 yıla yakın yazıyorum, birçok siyasi analizim yanlış çıktı.
Yanlış çıkmayı bırakın, analizlerim nedeniyle aynı hayat anlayışına sahip olduğum insanlarla birçok kez aram bozuldu. Hatta aile büyükleri de bana arada çok kızdılar. Karımla bile aramız bozulmuştur bu yüzden birçok kere.
Bozulmalar ve başımı derde sokmalarımın çoğu AK Parti’yle ilgili yapmış olduğum analizler ve bu partiye duyduğum güveni ifade etmem nedeniyle olmuştur. Yakın çevrem ve arkadaşlarımın çoğu CHP’li, CHP’li olmasalar da hepsi Atatürkçü. Aslında ben de öyleyim, ama onlarla aramın bozulması AK Parti’nin kurulmasıyla başladı ve bu yıllar içinde devam etti.
CUMHURİYET’İ KURTARAN PARTİ
AK Parti iktidara gelmeden, ilk seçime girmeden 6 ay önce o dönemde bu partiyi desteklemeyen gazetede yazdığım (o günlerde hayli gürültü de koparan) yazıyla bu partinin çok önemli olduğunu, belki de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurtaracak kadar önemli bir parti olacağını, özellikle o dönemde henüz hiçbir resmi sıfatı bulunmayan Recep Tayyip Erdoğan’a dikkat edilmesi gerektiğini ve onun dünya siyasetinde önemli bir şekilde yer alacağını yazmıştım. (Eğer dediklerimin doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyenler olursa 12 Ağustos 2002 tarihi hep hatırlarım; çünkü oğlumun doğduğu gündür ve yayınlandığı yer de Hürriyet Gazetesi’ydi)