2007 krizi sonrası sıra dışı politikalarla ekonomiyi
canlandırmaya çalışan Fed dünyanın dört bir yanından eleştiri aldı.
Sırf ABD içindeki siyasetçilerin eleştirilerine baktığımızda
2008-2017 döneminde siyasetçiler Fed’i tam 120 kez para
politikasını sıkılaştırması gerektiği konusunda uyarmış. Buna
karşılık 34 kez de daha gevşek politika uygulaması gerektiği
vurgulanmış. Bu sayılar Türkiye gibi Merkez Bankası’nın
siyasetçiler tarafından sık eleştirildiği bir kültürde büyük
gelmeyebilir. Ancak kriz öncesi 2002-2007 döneminde topu topu 4
siyasi eleştiri olduğu göz önünde bulundurulduğunda Fed’e yönelik
eleştirilerin son dönemdeki çarpıcı artışı ortaya çıkıyor.
Velhasıl, yaptığımız analiz Fed’in bu eleştirilere kulak asmadığı
ve doğru bildiği yoldan şaşmadığı sonucunu veriyor.
Fed’i eleştirenler sadece siyasetçiler değil. Finansal piyasa
gündeminden hiç düşmeyen Fed, piyasa yorumcularının da popüler
tartışma ve eleştiri konusu. Bana gelince, kriz sonrası dönemdeki
Fed politikalarını eleştirmekten ziyade anlamak benim için hep
öncelik oldu. Fed’i eleştirmek bence kolay iş değil. Çünkü ne
Fed’in elindeki veri setine, ne o veri setini modelleyecek olan
ABD’nin en becerikli iktisatçılarından oluşan personel desteğine,
ne de gelen veri ve modelleri özümseme konusunda Fed başkanlarının
sahip olduğu yeteneğe sahibim. Böyle olunca Fed’in aldığı bir
kararı anlamak ve hazmetmek eleştirmekten daha önemli bir
sorumluluk.
Fed başkanları
Trump tarafından atanacak Fed başkanının nitelikleri nasıl olur bilinmez. Ancak kriz sonrası dönemde bu görevi yapan Bernanke ve Yellen’in her ikisi de akademi kökenli ve iktisat bilimine büyük katkılarda bulunmuş üstün iktisatçılar. İki başkan da akademik başarılarına ilave olarak Fed başkanlığına gelmeden önce üst düzey idari görevlerde bulunup tecrübe kazanmışlar.