Sedat Ergin Hürriyet Gazetesi

Kıyamet günü senaryoları yaklaşırken

DÜNYANIN en seçkin üniversitelerinin uluslararası ilişkiler alanındaki en parlak otoritelerine ya da diplomasi alanındaki en kalbur üstü şahsiyetlere sorabiliriz... Ya da dış politika ve yakın dönem dünya tarihi...

12 Nisan 2018 | 2.842 okunma

DÜNYANIN en seçkin üniversitelerinin uluslararası ilişkiler alanındaki en parlak otoritelerine ya da diplomasi alanındaki en kalbur üstü şahsiyetlere sorabiliriz... Ya da dış politika ve yakın dönem dünya tarihi üzerine yazılmış en önemli bilimsel eserleri alıp inceleyebiliriz...

Başvuracağımız bu kaynakların hiçbirinde, bir ABD Başkanı’nın tweet mesajı atarak Rusya’ya ve uluslararası topluma “Hazır ol Rusya, çünkü füzeler geliyor. Güzel, yeni ve akıllı füzeler...” mesajı vermesini çağrıştıran, buna benzeyen bir vakayla karşılaşmanız söz konusu olmayacaktır.

Bir süper gücün liderinin dünya barışını en hayati derecede ilgilendiren bir konuyu ele alırken başvurduğu yöntem ve kullandığı üsluba baktığımızda, artık uzmanlığın, bilginin anlamının kalmadığı, sağduyunun, diplomasinin tümüyle iflas ettiği bir eşiğe geldiğimizi kabul etmeliyiz. Bugünlerde sanki bir fantezi evreninin içinde yol alıyoruz.

Bütün dünyayı diken üstünde oturtan bu gelişmede olabilecek en kötü durum senaryolarını da hesaba katmak zorundayız. Rusya açıkladığı şekilde ABD’nin ateşleyeceği füzeleri düşürürse, Suriye üzerindeki bu anlaşmazlık birden yerküreyi bir ABD-Rusya askeri çatışmasının alevleri içine atmaz mı?

Galiba Soğuk Savaş yıllarında bile karşılaşmadığımız türden bir büyük çatışma riski zemin kazanıyor üzerinde yaşadığımız gezegende. Bu durumda Soğuk Savaş yıllarının karşılıklı caydırıcılığın getirdiği bir hayli öngörülebilir ve emniyetli bir dünya olduğuna hükmetmemiz gerekecek.

İçinde bulunduğumuz koşulları Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasının hemen öncesindeki döneme benzeten pek çok yorumcu var. Bu savaş bir suikastla tetiklenmiş ve çatışmalar kısa zamanda Avrupa kıtasından Kuzey Afrika’ya, oradan Ortadoğu’ya, Kafkasya’ya kadar pek çok cepheye yayılan bir ‘cihan harbi’ne dönüşmüştü.

*

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
31 Mart yerel seçimi analizi (9) Bursa’da alınan sonucun ilk işareti 2019’da gelmişti 27 Nisan 2024 | 270 Okunma 31 Mart yerel seçim analizi (8) Seçim sonuçlarının İYİ Parti cephesindeki muhasebesi 25 Nisan 2024 | 373 Okunma 31 MART YEREL SEÇİM ANALİZİ (7)... CHP’nin Ege’deki rüzgârı İzmir’de hız kesince 24 Nisan 2024 | 461 Okunma Yerel seçim analizi (6) DEM Parti’nin İstanbul’da yaşadığı sert düşüşün arkasındaki dinamikler 23 Nisan 2024 | 351 Okunma 31 Mart Yerel Seçimi analizi (5) Güneydoğu’daki seçim sonuçları bize ne anlatıyor? 18 Nisan 2024 | 1.140 Okunma