‘HIRİSTİYANLIK inancında Armagedon olarak adlandırılan bir savaşın başlamasından bahsedilir.
Bu savaş kopacak ve bu büyük savaşın sonunda İsa gökten kılıcı
ile inecek, Hıristiyan ordusu O’nun arkasına takılacak, İsa ile
birlikte kötülere saldıracak. Bunlar olurken de bir taraftan
Ortadoğu’da İsrail’in kuzeyinde bir deccal belirecek, bu deccal
şeytanın elçisi olacak, arkasına yüz binleri takacak ve orada iki
taraf arasında Armagedon savaşı kopacaktır.’
Bu alıntıyı Hıristiyanlık inancını konu alan bir din kitabından
değil, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın rahip Andrew Brunson
hakkında hazırladığı 52 sayfalık iddianameden aktarıyorum.
İddianamenin hedefindeki sanık bir Hıristiyan din adamı olunca ve
kendisine yöneltilen suçlamaların önemli bir bölümü dini meselelere
de uzanınca, delilleri değerlendirirken kendinizi birden teolojinin
alanı içinde bulmanız kaçınılmaz hale geliyor.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyi
okurken benim başıma gelen bu oldu.
Anlattığım durum, savcılığa rahip Brunson aleyhinde son derece
ayrıntılı bir ifade veren bir gizli tanığın açıklamalarında karşıma
çıktı.
Bu gizli tanığa savcılık tarafından verilen kod isimde de kuvvetli
bir dini anlam yüklü aslında. Adı ‘Dua’. İddianamenin 15 sayfası
zaten olduğu gibi ‘Dua’nın ifadesine ayrılmış.
İncil’de geçen ‘Armageddon’, ‘Dua’nın anlatımında kritik bir yer
tutuyor. “Armagedon savaşının çıkması için koşullardan biri
Hıristiyan inancında kayıp olan 13. kabilenin bulunması,
Hıristiyanlığın bütün insanlara yaygın bir şekilde tebliğ edilmesi,
tebliğin neticesinde İsrail devleti tarafından savaşın
başlatılmasıdır” diyor ‘Dua’.
Buradaki teolojik atıflar iddianamenin başka bölümlerinde bugünün
bazı dünyevi ve güncel hedefleriyle iç iç...