Oturdukları sıcak koltuklardan "Türkiye kötüye
gidiyor, batıyor" diyenler, bir zahmet kalksınlar da
Ankara Sincan'a gelsinler. Gerçi, Türkiye'nin her yeri, biraz
sonra Sincan'da anlatacağım örneklerle dolu. Nereye isterlerse
gitsinler, muhakkak bir değil birden fazla başarı ve gurur örneği
duyacaklar, görecekler.
Bilenler bilir, ama bilmeyenler de bizden duysun, sadece Türkiye
değil, Avrupa ve dünyada orta-üst segment ofis mobilyacılığında bir
dünya markası olmuş Nurus'un üçüncü kuşak temsilcileri ile
Sincan'daki fabrikayı gezerken, İstiklal Marşı
şairimizin "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış
şaşarım" dizelerini hatırlamadım desem yalan olur.
1927 yılında,
marangoz Nurettin Kunurkaya Usta'nın küçük bir
atölyede başladığı marangozhane serüveni, kendisi
öldükten sonra Mülkiye mezunu kızı Birten Hanım'ın
işini gücünü bırakıp babasının tezgâhının
başına geçmesiyle devam eder. Ankara'nın kayıtlı ilk
kadın sanayicisi olan Birten Hanım'a avukat eşi Akın
Gökyay da kendi işini bırakıp yardım eder ve
iş marangozhaneden bir mobilya üreticiliğine dönüşür.
Ve 90'lı yıllardan sonra iki kardeş Güran ve Renan
Gökyay işlerin başına geçer. İlk olarak 1994 krizi, ardından
da 2001 krizlerine yakalanırlar. Asıl büyüme ise 2002
sonrası siyasi ve ekonomik istikrarla gelir.
'SESSİZ AMBARGOYU YERLİ ÜRETİMLE AŞTIK'
Bugün artık bir üretimhaneden çok teknoloji üssüne dönüşen
bu marka, üretiminin yüzde 40'ını İtalya'dan Yeni
Zelanda'ya kadar 50 ülkeye ihraç eden Türkiye'nin en
önemli şirketlerinden biri haline geldi. Kovid- 19 test
kabinleri üreten ve bunu Sağlık Bakanlığı'na hediye eden
Gökyay kardeşler, pandemi sürecinde üretimi kısmak bir
yana vites büyütmüşler.
Tüm dünya pandemi sürecinde ürün tedarik zincirinde olumsuz
etkilenirken Nurus, dikey entegrasyonla kendi parçalarını
üretmeye ve bu ürünleri ihraç etmeye başlar. Bunda markanın
baştasarımcısı Renan Gökyay ve genç ekibinin başarısı
tartışılmaz. Burada hemen parantez açmak isterim ki; yapılan iş
sadece markanın büyümesiyle ilgili değil, ülke
ekonomisine ve uygulanan ambargolara da bir
itiraz ve başkaldırı sonucu başarıya ulaşmak.