Dış politika konusu gibi görünse de geride bıraktığımız hafta
Madrid'de gerçekleşen NATO Liderler
Zirvesi, aslında iç politika meselesi. Sonuçlarıyla,
bundan sonraki süreçleriyle iç siyaseti doğrudan etkileyeceği
kesin. Özellikle İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğine Türkiye'nin veto
kartını şartlı kaldırmasına sebep olan 10 maddelik mutabakat
muhtırasında terör örgütlerine yönelik ifadelerin yer aldığı 4'üncü
maddenin önemini hatırlatmakta ve ne anlama geldiğini tekrar
etmekte fayda var.
İnsan hakları konusunda duyarlılıkları ile bilinen bu iki ülke,
bugüne kadar terör örgütlerinin çok rahat barındığı, her tür
faaliyeti rahatlıkla yaptığı ülkeler aynı zamanda. Çünkü bu iki
İskandinav ülkesinin yasal mevzuatlarında, anayasalarında terör
tanımı çok ama çok esnek. Ve NATO Zirvesinde imza attıkları metin,
aslında 200 yıllık tarafsızlık politikalarını terkedip bambaşka bir
konsepte geçmeleri anlamına geliyor. Şöyle ki; İsveç ve
Finlandiya yasalarına göre, terör örgütüne
üye olmak, terör örgütü lehine propaganda
ve gösteri yapmak...