Dirilişten kurtuluşa bir duruştur Çanakkale.. Sadece istikbal
değil, istiklalin de kalesi... 107 yıldır sönmeden tüten bir ocak,
adına ağıtlar kadar destanlar yazılan bir kahramanlık diyarı
Çanakkale... Avustralya'dan Yeni Zelanda'ya bizim şehitlerimizle
yan yana mezarlarda yatan, ortak acılardan doğan kardeşliğin ve
barışın sembolü Çanakkale...
Kanla, şehadetle, acıyla ama bir o kadar da gururla yazılan 18 Mart
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde hâlâ bu zaferleri hazmedemeyen,
büyük Türkiye hayalinin her geçen gün biraz daha gerçekleştiğini
gördükçe kötü olanların daha da zorlanacağı aşikâr. Türkiye'nin
sabrını da gücünü de sınayanların başına neler geldiğini bin yıl
önce nasıl gördülerse hâlâ görmeye devam ediyorlar.
Tarihi kanla yazmış bir ecdadın torunlarıyız biz.
Büyük Atatürk liderliğinde korkmayı ve acıyı unutan,
acıyı zaferler için bal eyleyen bir soydan geliyoruz. Atalarından
aldığı emanetlere gözü gibi
bakan, "Kefenimiz cebimizde" diyerek canından öte
sahip çıkan büyük bir lider ve hiçbir aklın alamadığı bir milli
şuura sahip bu millet.
Başkan Erdoğan'ın da dediği gibi, "Çanakkale namusumuzdu.
Asım'ın nesli bu namusu çiğnetmedi. Ve Asım'ın nesli hâlâ
burada. Dostça geleni ağırlarız, düşmanca geleni de ona layık
uğurlarız. Daha yazacak çok tarihimiz var. Teröristlerle,
ekonomik kumpaslarla, gizli- açık yaptırımlarla, tehditlerle,
sinsi ayak oyunlarıyla ayaklarımıza çelme
takmaya çalışanlara karşı yazacak daha çok tarihimiz
olacak. Çünkü bu millet, hak davası söz konusu olduğunda ölümü
göze alan bir millettir".
VİZYON SİYASETİNİN ESERİ
Boğaz'ın yakut gerdanlığı, dünyaya kafa tutan Türkiye'nin
bağımsızlığının nişanesi, rengiyle, uzunluğuyla, boyuyla bile
sembollerin köprüsü, Asya ve Avrupa'yı 6'ncı kez birbirine
bağlayan 1915 Çanakkale Köprüsü, Başkan Erdoğan'ın
da katıldığı böyle anlamlı bir günde büyük bir şölen havasında
açıldı.