3 Kasım 2002 tarihi, Türk siyasal hayatının birkaç dönüm
noktasından biriydi. Genel seçimlerde CHP dışında sadece AK
Parti'nin barajı geçtiği, hatta 3'te 2 çoğunlukla tek başına
iktidar olduğu seçimler "eski
Türkiye" olarak adlandırılan dönemin sonu,
"yeni Türkiye"nin de miladı oldu. Bundan sonra
Türkiye'nin dönüşümü sadece içeride siyasi ve ekonomik istikrar
olarak değil, önce bölgesinde, sonra da dünyada küresel bir aktör
ve belirleyici başat bir ülke konumuna gelmesiyle sonuçlandı.
20 yıldır girdiği 15 seçimde sandıktan açık ara birinci çıkması,
tek başına iktidarını devam ettirmesi de bu dönüşümün getirisi. AK
Parti iktidarını veya başarısını ya da hikâyesini anlatırken çok
önemli maddeler sayabiliriz. "Güçlü bir
lider profili", en başta gelen sebep elbette. Bunun yanı
sıra "her hâl ve şartta istişare eden,
gelişmelere göre dönüşebilen, yeniliğe açık ama
kendi değerlerinden ödün vermeyen, vesayetle
mücadeleden vazgeçmeyip kendi insan gücünü
tümüyle önceleyen" bir anlayış, bir
siyaset...