Milli bayramların bende yarattığı coşku, şu yaşımda hâlâ çok
büyüktür, hatta her geçen sene daha da artıyor. Resmi tatil
dolayısıyla herkesin izinli olduğu bu günler, mesleğim gereği benim
sadece çalıştığım değil, en yoğun olduğum günlerdir. Ankara'da
devletin en yüksek makamının ev sahipliğinde düzenlenen bayram
davetleri de en sevdiğim davetlerdir.
Bayram heyecanıyla her anını yaşadığım resepsiyonların sonuncusu,
30 Ağustos Zafer Bayramı için gittiğim "Milletin
Evi"nde yapıldı. Şimdi zerre abartı olmadan şunu
söyleyebilirim ki; 29 yılı bulan meslek hayatımda en özel, en
coşkulu şekilde kutlanan Türk'ün bu büyük bayramını, böylesine özel
bir geceyi yerinde izlediğim için şükrettim.
Ev sahibi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı
konuşmada işaret ettiği her detay, her tarih, her mesaj bu
topraklar üzerinde yaşayanların ortak duygusunu yansıtıyordu.
Malazgirt'ten Büyük Taarruz'a uzanan şanlı Türk tarihine, F-35 için
ABD'ye ve Ege'de olupbiten ile ilgili şımarık Yunan'a kafa tutan
konuşmasıyla Erdoğan, "dosta güven,
düşmana korku" salan meydan okumasını sadece 85 milyon
adına değil, "Büyük...