Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretine bir
hafta kala, ABD Başkanı
Donald Trump’ın YPG’ye silah yardımı yapılması kararını imzalaması
beklenen
bir olay değildi.
Türkiye Erdoğan-Trump buluşmasının başarılı geçmesi için gereken
altyapıyı hazırlamış, bu amaçla Washington’a giden Genelkurmay
Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, üst düzey
Amerikan yetkililerine YPG başta olmak üzere belli başlı
meselelerle ilgili Ankara’nın görüş ve beklentilerini
aktarmıştı.
Böyle bir ortamda Trump’ın durup dururken açıkladığı kararın
Ankara’da şaşkınlık ve öfke yaratması doğal.
Akla hemen gelen soru şu: Trump bu kararını vermek için neden acele
etti? Bu konu Beyaz Saray’da Erdoğan ile yapılacak görüşmelerde
ortak bir anlayışla ele alınmayacak mıydı?
Belli ki Trump bunları bile bile kararını almış. Zamanlamanın kötü
olmasına da aldırmamış...
Generallerin etkisi
Washington’daki analistler, Trump’ın bu kararı “Generallerin etkisi
altında” kalarak aldığını belirtiyorlar. Pentagon’un Trump’ın
Suriye politikasında esas hedef saydığı “IŞİD’in yok edilmesi” için
Rakka’nın ele geçirilmesi planlarını hazırladığı biliniyor. Bu
planlar YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) aktif bir
rol veriyor ve bu güçlere askeri yardımın yapılmasını
öngörüyor.
Türkiye’nin bu plana ne kadar karşı olduğunu Pentagon kadar Trump
da biliyor. Ankara’nın defalarca tekrarladığı “Ya bizi ya da onları
tercih edersiniz” uyarısına rağmen, ABD’nin Rakka operasyonu için
YPG’yi seçmesinin özel bir anlamı vardır...
Tercih nedeni
Trump’ın bu kararı vermesi, ABD yönetiminin bu iş için YPG’ye daha
çok güvendiğini ortaya koydu. Zaten Amerikan askeri makamları bir
süredir YPG’yi iyi savaşan bir güç olarak lanse ediyor. Buna
karşılık Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO)
açıkçası pek güvenmiyor. Washington bir süreden beri el altından
sağladığı destekle, zaten kendisini PYD/YPG’ye iyice angaje etmiş
durumda...