ABD’nin Suriye’de hafta içinde İdlib’e karşı kimyasal saldırıda kullanılan hava üssünü Tomahawk füzeleriyle vurması, Trump yönetiminin politikasında önemli bir değişikliği gözlerin önüne serdi.
Daha birkaç gün önce yönetim yetkilileri Suriye’deki öncelikli
hedefin Esad değil, IŞİD olduğunu söylüyorlardı. Bu söylem
Washington’un Şam’daki rejimle pek ilgilenmediği izlenimi
yaratmıştı.
İdlib’e karşı girişilen kimyasal katliam, Trump’ın tutumunu
değiştirmesine ve Esad rejimini doğrudan hedef almasına yol
açtı.
Trump’ın Suriye’deki hava üssüne karşı füze saldırısı kararıyla ABD
ilk kez Esad’ın ordusunu hedef almış ve Suriye savaşına katılmış
oluyor. Böylece ABD Obama yönetimi sırasında Suriye’de gösterdiği
çekingenliğe son vermiş ve daha aktif davranmış bulunuyor.
Bir taşla çok kuş
Trump ve ekibi Suriye’ye karşı sınırlı da olsa bu askeri operasyonu
kararlaştırırken, bir taşla birkaç kuşu vurmayı amaçlamış olsa
gerek. Bu amaçlar şöyle sıralanabilir:
1) Esad’ı kimyasal silah kullandığı için cezalandırıp, bu vahşetin
tekrarını önlemek. Bu konuda sadece kınama değil, aksiyon bekleyen
uluslararası camianın desteğini kazanmak.
2) ABD’nin Suriye’de ve bölgede varlığını ve ağırlığını
hissettirmek, inisiyatifi elinde tutmak.
3) Rusya’ya, bölgede kurduğu savunma sistemine rağmen, askeri
üstünlüğünü göstermek. Ayrıca İran’a ve Kuzey Kore’ye de uyarıcı
bir mesaj vermek.
4) İç politikada Beyaz Saray’a girdiğinden beri çektiği sıkıntıları
aşıp Amerikan kamuoyu nezdindeki imajını güçlendirmek...
Risk hesabı