Türkiye’nin Suriye ile sınır bölgesinde meydana gelen son
olaylar zinciri, Ankara için oldukça can sıkıcı yeni bir tablo
ortaya koyuyor.
Bu olayların endişe verici yanı, Türkiye’nin ulusal güvenliğini
tehdit etmesi ve Türk dış politikasını da zora sokmasıdır.
Bu, Ankara’nın uyanık ve hazırlıklı olması kadar, temkinli ve
serinkanlı davranmasını gerektiriyor...
Rusya’nın niyeti ne?
Kuzey Suriye’deki tehlikeli gelişmeler zincirinin en tehlikeli
halkasını, Rus askeri uçaklarının Türkiye’nin hava sahasını
ihlalleri oluşturuyor.
Rusya 24 Kasım’da Rus jetinin düşürülmesi olayına meydan okurcasına
29 Ocak’ta -yapılan uyarılara rağmen- yeni bir ihlalde daha
bulundu. Neyse ki Türkiye bu kez olayı büyütmekten kaçındı ve
müdahalede bulunmadı. Aksi halde vahim bir durum ortaya
çıkabilirdi.
Bu ihlaller Rusya’nın niyetinin ne olduğu sorusunu gündeme
getiriyor.
Öyle anlaşılıyor ki Rusya Türkiye’nin angajman kurallarını hiçe
sayarak, sınır bölgesindeki hava sahasını kendi amaçlarına göre
kullanmakta ısrarlı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, acaba Ruslar risk hesapları
yanlış mı yapıyorlar? Böyle bir yanlışın nelere sebep olabileceğini
düşünmek bile ürkütücü. Örneğin, bu tür bir gerginliğin, NATO ile
Rusya’yı da karşı karşıya getirmesi gibi...
Türkmenler de hedef
Moskova’nın Suriye’de askeri yığınak yapmaya başladığı geçen eylül
ayından beri, Türkiye’nin bölgede önünü kesmeyi amaçladığı belli
oldu. Putin, Suriye’deki ve bölgedeki gücünü ve nüfuzunu
pekiştirmek için, Türkiye’nin burada kıstırılması gerektiği
fikriyle hareket etmiştir.
Nitekim Rusya Kuzey Suriye’de fiilen hava sahasını Türk askeri
uçaklarına kapatmıştır. Türk hava kuvvetleri, koalisyonla birlikte,
bu bölgede faaliyet gösterememektedir.
Bu arada Rusya’nın Türkmenleri hedef alması, Ankara için diğer bir
endişe konusudur. Rus hava bombardımanı altında Türkmenler, Esad’a
bağlı güçlerle savaşmakta zorlanıyorlar. Topraklarından olan
siviller de şimdi Türkiye’ye göç ediyorlar.