Her yıl sonu bu köşede yaptığımız dış politika değerlendirmesini
başlıkta tek kelimeyle özetlemeye çalışıyoruz.
Okurlarımız belki hatırlarlar, 2016’yı Türk dış politikasında bir
“Yeni Yöneliş Yılı” olarak tanımlamıştık. Daha önceki yıllar için
de “Başarılı Yıl”, “Sıkıntılı Yıl”, “Kötü Yıl” gibi sıfatlar
kullanmıştık.
Sona ermek üzere olan 2017 için tek kelimeyle en uygun sıfatın
“Atak Yılı” olduğunu düşünüyoruz...
Gerçekten Türk diplomasisi bu yıl içinde kâh kreatif hamlelerle,
kâh agresif çıkışlarla, kâh da sürpriz hareketlerle atağa
kalkmış ve sadece bölgesel değil, küresel roller de üstlenmiştir.
Ankara bu atılımlara girişirken, zaman zaman geleneksel dış
politika çizgisinin dışında farklı bir yaklaşım ve üslupla hareket
etmiş, sonuçta yeni dostluklara ve beraberliklere yönelmiş, mevcut
dostluklardan ve ittifaklardan uzaklaşmıştır.
Bölgesel
hamleler
Dünya politikasında 2017’de sıcak olayların odaklandığı bölge
Ortadoğu olmuştur. Dolayısıyla, Ankara da hem ulusal güvenliği, hem
de bölgesel rolü bağlamında ataklarını bu komşu bölgeye
yöneltmiştir.