Yıllarca "Demokrasi olmadan yabancı sermaye gelmez" dediler.
Sanki dersin Çin'in her yerinden demokrasi
fışkırdığı için okyanus ötesinin dev şirketleri orada kamp
kurmuşlar.
Aynı ezberi AB için de tekrarladılar. Bir tek "Sucuk yemeye devam
ederseniz AB'yi unutun" demedikleri kaldı. (Gerçi sucuk ve kokoreci
kafaya fena takmışlardı ya, bahsi diğer.)
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, Kopenhag Kriterleri
derken işi "AB'ye girmenin yolu Kıbrıs'ı vermekten geçer" demeye
kadar vardırdılar. Yetmedi, AB mevzuatına "eşcinsel evliliği" de
dâhil ettiler... AB'ye girmek uğruna mı dinler arası diyalog
belasına mı bilmem ama bir dönem hutbelerde "Allah katında din
İslam'dır" ayeti dahi okunamaz hâle geldi diyeyim de varın ötesini
siz hesap edin.
Hülasa, kara tahtanın önüne kaldırılmış ilk mektep öğrencisi
muamelesi yaparcasına "ev...