İkisi de gümbür gümbür gelecek, vatanın bahtı kara maderini
kurtaracaklardı.
Lakin olmadı.
Olmayınca da kurdukları müstakil partileri bırakıp eski partilerine
geri dönmek için harekete geçtiler.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Memleket
Partisi'nin Muharrem İnce'sine nazaran daha erken
davrandı.
"AK Parti'nin ruhunu temsil ediyorum" dedi. "AK Partili kitlelerden
hiç kopmadım; ben o kitlelerin içinden geldim" dedi. Son derece
sempatik bir mantık geliştirdi ve şunu söyledi: "Sayın Özgür Özel,
Sayın Erdoğan ile görüşünce normalleşme oluyor da, hayatı boyunca
birlikte mücadele etmiş Sayın Erdoğan ile Sayın Davutoğlu görüşüyor
olsak, bu normalleşme olmaz mı?" (Cümle orijinaldir; noktasına
virgülüne ve "Sayın"larına dokunmadım.)
Hülasa, "Sayın Erdoğan çağırırsa
dönerim..." dedi.
Ne ki, Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup"u
misali bir türlü çağrılmadı.
Hâliyle AK Parti'ye dönemedi.
Fakat Cumhur İttifakı konusunda "güvenilmez"
olduğu iddiasıyla Erdoğan'ı sıklıkla uyardığı MHP Genel Başkanı
Bahçeli'yle görüşmeyi...