Işıklar içinde yatası Levent Kırca'nın pardösünün cebine elini
her attığında bitmez tükenmez şekilde para çıkardığı o meşhur
skecini hatırlarsınız.
Hele ki "Keşke şöyle bir pardösümüz olsa" diye içinden geçirenler
hiç unutmamışlardır.
Faizsiz, geri ödemesiz adeta "kişiye özel pardösü bank" sahibi
olmayı kim istemez ki?
"Benim parada gözüm yok, zaten çok param var" diyenler bile en
azından yoksullara dağıtmak, bedava sevap kazanmak için ister.
Gerçi sevabın bedavası olmaz. Lakin ona bakacak olursak çok parası
olup da parada gözü olmayanı da ben görmedim. Zira paranın da bir
mantığı vardır: Azını sen kullanırsın, çoğu seni kullanır. Neyse
burada keselim, konudan daha fazla uzaklaşmayalım.
Söz konusu Levent Kırca skecinde maharet pardösüdedir. Yani,
pardösü gider, para da biter.
Safa Önal'ın senaryosunu yazdığı Aram...