Muhbir entelektüel veya self-oryantalist edalı zıpçıktı
tecessüsle, 80'li yıllarda İslamcı mahallede dolaşarak kariyer
yapan Ruşen Çakır adlı bir şahıs vardı.
Mahallemizin ezikleri bu elemanla konuşmayı/dahası bilgi vermeyi
marifet sanırlardı.
Soner Yalçın arkadaşımız da Ruşen
eleman gibi "İslamcılar" hakkında "bilirkişi" gibi
konuşmaya bayılıyor.
Hakkını teslim edelim, Ruşen eleman gibi sinsi değil. Fakat bir
kusurcuğu var, masa başı çalışmaları yalapşap olmaktan öteye
geçmiyor maalesef.
Geçen gün Nurettin Topçu ile Necip
Fazıl'ı mukayese eden öyle bir yazı döşendi ki Necip Fazıl
nefreti belasına, Topçu'yu bir "kurtarıcı" ilan etmediği kaldı.
Tamam, Topçu...