Bu köşecikte yazdık lakin hiçbir yetkiliye sesimizi duyuramadık,
biz de naçar kendimizce çözüm yollarına başvurduk.
Haşaratın köküne kibrit suyu dökercesine evi bi güzel ilaçlayıp
çoluk çocuk İstanbul'dan bir günlüğüne uzaklaştık.
Başka çaremiz kalmamıştı.
Kaşınmaya engel olduğu söylenen onca ilaç / merhem de fayda
etmemiş, yara bere içinde kalmıştık.
Bir gece de olsa rahat bir uyku çekecek, dönüşte de evi
havalandırıp eski güzel günlerdeki gibi normal hayatımıza devam
edecektik.
Sizin anlayacağınız "İmamoğlu sinekleri"nden kaçıyorduk.
Hayır, mezkûr tabir benim değil, CHP'li bir muhteremin. İstanbul'a
bir uçtan diğer uca musallat olan sivrisineklerden bahsettiğim
yazım üzerine, "Onlar İmamoğlu sinekleri bir şey yapmazlar"
demişti.
Bunlardan çok var...
Mesela, binlerce takipçisi olan bir tanesi de "Başkanım, Marmaray
harika olmuş, teşekkür ederiz" diye tweet atmıştı.
Elbette şaşırmıyoruz.
Nihayetinde "S- 400'ü neden alıyoruz bize kim saldıracak" diyen bir
genel başkanın seçmeni bunlar. Aynı genel başkan (Kılıçdaroğlu)
yaklaşık 2 ay önce de "S- 400'lerin alınması gereklidir.
Türkiye'nin yaptırıma maruz kalması kabul edilemez" demişti.
Neyse, dün İstanbul'a döndük pencereleri açtık, evi
havalandırdık.
Nasılsa haşarat kalmamıştır düşüncesiyle kafamız rahat uykuya
daldık. Daldığımız gibi de feryat figan uyandık.
Anladık ki sokaklar caddeler ilaçlanmadıktan sonra evi ilaçlamak
faydasız. Nöbetçi eczanenin yolunu tuttuk. Ne kadar kaşıntı
giderici varsa aldık. (Tıp çok ilerledi deniyor ama sevabıma
söyleyeyim: Kaşıntıya karşı diş macunundan daha etkilisi yok.
Tecrübeyle sabittir.)
Eczanede bir kadın kolundaki haşarat ısırıklarını gösterince
eczacı, bir acil servise gitmesini önerdi.
Nedense o an aklıma, "İmamoğlu sinekleri bunlar, bir şey yapmazlar"
lakırdısı geldi.
Dedim ya o kadar yazdık çizdik ne il sağlık müdüründen ne
valilikten ne de belediyecilik dışında her şeyle ilgilenen Sembolik
Başkan'dan (Yalanoğlu desek yeridir artık) tıs var.
CHP yandaşı hiçbir yazarçizer de tepki göstermiyor. "İmamoğlu
sineklerine" karşı çıkarsak "AK Parti yandaşı" oluruz diye mi
korkuyorlar, bilemiyorum.
Diyarbakırlı o ana HDP il binası önünde koca bir örgüte isyan
ediyor, bunların "İmamoğlu sineklerine" bile laf söylemeye cesareti
yok.
İnsan o anadan utanır be!
Nasıl haykırmıştı o ana hatırlayalım: "Diyarbakır'da genç
bırakmadınız, genç! Hepsi ya cezaevinde ya toprak altında. Başlarım
sizin Kürdistan davanıza da. Sizin çocuğunuz dağa gitsin, kıyameti
koparırsınız. Sizin çocuğunuz hangi özel okulda okuyor? Sen bunu
desene! Fakir fukaranın çocuğu dağa, sen koltuğa. Alıştınız
insanları dağa göndermeye! "
NOT 1: Evren'in 12 Eylül darbesinin bile yüzündeki güleçliği
silemediği adam gibi adam Ahmet Sarıkurt kardeşime sonsuz rahmet
diliyorum.
NOT 2: En son yazımda "Gladyonun A planı mı? 15 Temmuz gecesi
Bahçelievler'de bekleme odasına alınan Kılıçdaroğlu'nun CHP'sidir."
demiştim. Bakırköy yerine sehven Bahçelievler yazmışım, düzeltirim.
Bazen böyle oluyor. Geçenlerde de "Merhum Erbakan 40 yıl geceli
gündüzlü çalıştı bu ülkede en fazla 2 yıl başbakanlık yapabildi.
Erdoğan'ın bir işaretiyle 2 yıl başbakanlık yapan değerli bir Türk
büyüğü de 'kıymetim bilinmedi' yollu feveran edip duruyor'
demiştim. Meğer Erbakan 2 sene değil, 11 ay başbakanlık yapmış!