Herkesin aklında Napoli maçı vardı. Hoca da rotasyon yaptı. Aboubakar’ı formda olmasına rağmen kenarda tuttu. Bir test oldu bu...
Evinde 5 maçı var Gençlerbirliği'nin, ikisini büyük takımlarla
oynadı. (G.Saray ve Beşiktaş)... 1-0'dan 1-1'e yakalandılar ama
onlar standardında oynadı, kapasiteleri bu. Disiplinli oynamaya
çalıştılar. Serdar Gürler'in ayağına top tam oturdu pozisyonda.
Gözüktüğü kadar kolay vuruşlar değildir bunlar. Yere vurduktan
sonra üstten auta bile gidebilirdi.
Şenol Hoca, uzun süredir oynamayan Olcay, Talisca ve Quaresma
üçlüsünün arkasında Tolgay ile Necip ikilisini kullandı. Necip
erken sakatlanınca Adriano'yu onun yerine kaydırıp Tosic'i sol beke
çekti. İkinci yarıda ise Marcelo öne çıkıp Adriano'nun tekrar beke
dönmesini sağladı. İki kez sol bek değişti. Bundan kaynaklı ne
Adriano, ne kısa süreli Tosic, ne de sağ bek Gökhan Gönül'den hücum
katkısı sağlayabildi. Şenol Güneş ne kadar önem verirse versin,
herkesin aklında belli ki Napoli maçı vardı. Hoca da rotasyon
yaptı. Aboubakar'ı formda olmasına rağmen kenarda tuttu. Bir test
oldu bu. Beşiktaş vitesi biraz yükseltti, 3-4 tane gol yapabilecek
kadar pozisyon buldu. Beşiktaş, Beşiktaş gibi oynadı ikinci yarı
ama 1 gol atabildi.
Fabri kesinlikle hatalı golde. Bir pozisyon çıkardı, bir de
İrfan'ın frikiğinde doğru tahminde bulundu. Giray Bulak Hoca,
"1-4-3-3 demek gerekir taktik dizerken" der. Doğru bir tespit.
Ayağı çok iyi diyebiliriz kalecinin ama önce eli iyi olacak! Eli
iyi olursa kadayıf, ayağı iyi olursa kaymak olur. Rüştü'nün ayağı
nasıldı? Schmeichel'ın nasıldı?