Beşiktaş'ın geçen hafta kazanması, Başakşehir'in de önceki gün
kaybetmesi üzerine Şenol Güneş fikstürü önüne koyduğunda İstanbul
dışına çıkmayacağını gördü. Başakşehir'den sonra iki maçı
İstanbul'da oynayacak. Başakşehir de kaybedince şampiyonluğun en
iddialı adaylarından biri haline geldi. Başakşehir'de Epureanu ve
Emre tıpkı Fenerbahçe maçındaki gibi yok. Başakşehir deplasmanında
beraberlik dahi kötü bir tablo ortaya çıkarmaz.
Fenerbahçe-Galatasaray maçı da var. Fenerbahçeli oyuncular da bugün
Malatya'da 'olmazsa olmaz' maçına çıkacaklarını düşünüyorlar.
Galatasaray galibiyeti bile yetmez. En azından "4 takımdan birisi
kopacak mı" sorusu bu hafta yanıt bulacak. Fenerbahçe 2 maçını da
kazanamazsa artık şampiyonluk yarışından kopar. Fenerbahçe ile
ilgili bugün daha farklı şeyler yazabiliriz. Kolay değil, zor
deplasman… Konya'da Ali Turan cezalı, Galatasaray dolu tribünlerle
içeride kaybetmez.
Beşiktaş da dün akşam biraz panik de vardı, tecrübeli bir takım
olmasına rağmen pozisyonları bitiremediler. Son vuruşlarda iyi
değillerdi. Golde bile kaleciden sekerek girdi. Şenol hoca mecburen
sonuç antrenörlüğü yapmaya başladı. Sezon başı olsa Lens çıkıp
Caner-Babel kanadına dönmez, devam ederdi. Bu biraz daha sonuç
endeksli bir hamle… Skor 1-0 olduğu için Gençlerbirliği de hep
oyunun içinde kaldı, gerginlik yarattı.
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi serüveni esnasında ligi çok ciddiye
almadı. Futbolcu önemsememezlik yapmaz ama fiziksel olarak idareli
gider. Maç seçmelerden geçti.
Hakemle ilgili şunu yazmak isterim. İki tane pozisyon var,
Atiba'nın pozisyonu tekrarda gördüğüm kadarıyla penaltı. Medel'in,
Jailton'la olan pozisyonu da penaltı. Gösterilmeyen kartlar da var
ama ona rağmen beklediğimden daha iyi maç yönetti ama bence büyük
maç yönetmemiş, 78 doğumlu bir hakemi böyle bir kritik virajda
atamamak lazım. Mustafa Öğretmenoğlu'nun sonu olabilirdi dün geceki
bu karşılaşma. Birisi flu, iki hataya rağmen oyunu oynatmaya
çalıştı. Atama yanlış am...