Dün de yazdığımız gibi HDP Kandil'den katliam emirleri veren adamların vesayetini kıramadıkça ve Kandil'e meydan okuyamadıkça gerçek bir siyasal aktör olamaz. Şu an Kandil'deki en düşük rütbeli teröristler bile Demirtaş'ı paspasa çeviren açıklamalar yapabiliyor. Demirtaş bir söz söylüyor anında Kandil'den tam tersi olan ve Demirtaş'ı madara eden açıklama geliyor...
***
HDP silahların vesayeti altında bir parti oldukça bu rezil fotoğraf
değişmeyecek. Bundan 4 yıl önce 2011 seçimleri öncesinde bu
vesayet altındaki yapıya dahil olmak isteyen bir dostum da
iradesini silahlara teslim etmişti. O zaman bu duruma çok
üzülmüştüm ve kendisiyle polemik yaşamıştık. Şimdi bu polemiğin
yazılarını hatırlıyorum da aslında değişen hiçbir şey yok. Şöyle
sorular sormuştum eski dostuma...
Kürt hareketine 30 yıldır emek vermiş bir aydın olan Orhan Miroğlu
alçakça tehdit edildiğinde, "Miroğlu mortoğlu olacak" dendiğinde,
PKK "Miroğlu'nu birileri susturmalı" diye tehditler yağdırdığında
hiç sesini çıkarmadın. Barış Girişimi adlı onurlu oluşum Kürt
aydınlarına yönelik bu PKK tehditlerini kınayan bir bildiri
yayınladı, niye sana bu bildiriyi sundukları halde imza vermedin?
Kürt aydınlarının ölümle tehdit edilmesine ses çıkarmamak, tehdit
edilen insanların yanında durmamak, tehdit edenlerin safında durmak
insanlığa ve mertliğe sığar mı? A