Geçen yazılarda en az FETÖ kadar tehlikeli olan eski askeri vesayet zihniyetinin bu ülkeye yaptıklarını anlattım. 12 Mart'ın meşhur generalinin söylediği gibi "İti ite kırdırtarak" bu ahlaksız rejim hayatiyetini sürdürdü.Vatandaşlarımızın bu kafaya göre itlerden farkı yoktu. Mesela 1938 Dersim katliamıyla o bölgedeki Alevi nüfus nerdeyse tamamen yok edilmek istendi. 1960'lardan sonra Alevilerin sol hareketlerde aktif hale gelmesi Türk devletinin "komünizm tehlikesi" paranoyasıyla birleşti. Her Alevi yurttaşa "potansiyel komünist" gözüyle bakıldı ve ezildiler...
***
1970'lerde askeri vesayet rejiminin "Stay Behind" yapılanmasının
organize ettiği üç Alevi katliamı yaşandı: Çorum, Malatya ve Maraş
katliamları. Aynı şekilde 1990'ların başında da iki katliam daha
yaşandı: Sivas ve Gazi katliamları...
***
Türk derin devletinin bu katliamlarda iki amacı vardı. Birincisi
her zaman potansiyel tehdit olarak görülen Alevileri sindirmek.
İkinci olarak da bu katliamları Sünniler işliyor gibi gösterip bir
Alevi-Sünni çatışma ortamı yaratarak kendi gücünü konsolide
etmek...
***
Çünkü askeri vesayet rejiminin başka türlü ayakta durması mümkün
değildi. Sünniler Alevilere, Aleviler Sünnilere düşman olmadığı
müddetçe bu rejimi yönetemezdi eski rejimin elitleri...
***
Nitekim bu rejim 70'lerde "komünizm"i baş tehlike görürken ve her
Alevi yurttaşı da "Potansiyel komünist" diye damgalarken dindar
yurttaşları Alevilere karşı örgütlüyordu