Evrensel değere sahip sosyal bilimcimiz ve gazetemizin yazarı
Şükrü Hanioğlu'nun öneminden birkaç kere bahsedince birçok
akademisyen ve yazar dostumdan destek mesajı aldım ve sevindim bu
duruma. Bu ülkede kıymet bilmemek diye bir sorunumuz vardır
çünkü.
Elbette Türkiye'de akademisyenlerin büyük çoğunluğu evrensel
anlamıyla bilim adamı değil ve bilim adına bol bol şarlatanlık
üretiliyor.
Peki gerçek bir entelektüel ile akademisyen görünümlü şarlatanlar
nasıl ayırt edilir?
Bu ayrımı şöyle izah etmeye çalışayım...
Bir dili, lisanı iyi bilen, o dilin künhüne vakıf olan insanlar
vardır. Bir de yine aynı dili -amiyane tabirle- parçalayarak
konuşan, yamuk yumuk bilen ama çaktırmamak için hiç duralamayan,
böylece kendini o dili iyi biliyormuş gibi göstermeye çalışanlar
vardır.
Elbette bahsi geçen lisanı hiç bilmeyenler, resepsiyonist ile hamal
karışımı bu dil parçalama durumlarını fark etmezler. Aksine
karşıdaki kişiyi o dili iyi de biliyor zannedebilirler.
Hatta o kişi, arada daha spektaküler tonlamalar falan yapıyorsa
acemiler nazarında o dile derinlemesine vakıf olan insanlardan daha
da yetkin olduğu sanılabilir...
Fakat elbette bu türden şaklabanlıklar o dili sahici anlamda iyi
bilen insanların yanından geçmez. Onlar birkaç cümlesinden o kişiye
notunu verirler. Araya ne kadar az kişinin bildiğini düşündüğü
süslü lafları koyarsa koysun, ne kadar suyu bulandırarak derin
gösterme numaralarına başvurursa başvursun, sonuç değişmez. Bir
dile derinlemesine vakıf olan, o lisanla hakikaten hemhal olmuş
insanlar, kendileri gibi olan ve kendileri yolunda olan insanları
iyi tanırlar. Kısa yoldan, hiçbir usul erkân tanımadan, oradan
buradan kelimeleri toplayarak, o dili katlederek konuşanlar ancak
kendileri gibi şaklabanların pazarında para ederler, orada
havalarını atabilirler.
Dil meselesini ciddiye alanlar ise bu tür insanlara sadece gülüp
geçer...
Evrensel seviyede entelektüel dünya da tastamam böyledir. Türk
akademi camiası ise unvan sahibi olup, ehliyet sahibi olmayan
binlerce adamla doludur.
Ehliyetli diye kendini iyi pazarlayanların bile çoğunun içi boştur.
Bu ehliyetsiz ve aynı zamanda kifayetsiz muhteris isimleri kaliteli
âlimler iyi bilirler.
Böyle insanlara kendi aralarında "şarlatan" derler. Bu tiplerin
şarlatanlıkları o dünya içinde bilinen, konuşulan bir
olgudur...