Mayıs ayı tam bir Washington çıkarması ayı oldu:
Önce Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, MİT Başkanı ve Genelkurmay
Başkanından kurulu üçlü bir ekibimizin ziyareti ve muhataplarıyla
konuşmaları. Sonra Adalet Bakanı ve FETÖ dâvâsı iddianamelerini
hazırlayan savcıların Amerikan Adalet Bakanı ve ekibiyle aynı masa
etrafında olmaları ve nihayet Cumhurbaşkanı ve maiyetindekilerin
önümüzdeki günlerde yapacağı Beyazsaray ziyaret ve
müzakereleri.
3 çok önemli ziyaret iki hafta içinde gerçekleşmiş olmakta.
Ankara cephesinden dosyalar bellidir:
Washington'un Ankara’ya nisbet yaparcasına PYD/YPG ile
yakınlaşması, FETÖ ve suç ortaklarının tutuklanıp iade edilmemeleri
ve her iki hususta bütün ikazlarımıza rağmen kulakların tıkanması,
ayak sürünmesi.
Mes'eleye ABD zaviyesinden bakınca da Türkiye-Rusya yakınlaşmasına
itiraz edecekleri bellidir. Benzer yakınlaşmanın bedeli, Adnan
Menderes'e fena ödetilmişti. Herhâlde açık veya diplomasinin örtülü
diliyle "biz mi müttefikiz, Rusya mı?" diyeceklerdir. Bir şey daha
derler. "İran'ı da işe katarak Rusya ile Suriye üzerinde üçlü bir
garantörlükle Çatışmasızlık Bölgeleri ilân ettiniz. Bununla
kalınmadı Rusya bir de bu bölgede Amerikan uçaklarının
uçamayacağını ilân etti!.."