3-DİL ŞUURU
Allahü teâlâ, Hucurat suresi 13. âyetinde meâlen "Ey insanlar,
şüphe yok ki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve
birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere
ayırdık....." buyurmaktadır. Yaratan, dileseydi, bütün insanları
tek millet olarak halk edebilir ve onları aynı lisanla
konuşturabilirdi. Ama böyle olmadı. İnsan, Allah'ın büyük eseridir.
Irk çeşitliliği ve dil çeşitliliği de Allah'ın eseri. Konuşmanın
gerçekleştiği ses de Allah'ın eseri.
Irklar ve diller, hâlihazırda yaşayanlardan ibaret değil.
Kaybolup gitmiş nice ırklar ve nice diller var...
Derecesi eşit olmasa da bugün BM'nin tanıdığı 6 dil mevcut. Arapça,
Rusça, Çince, İspanyolca, Fransızca, İngilizce. Türkiye, BMGK üyesi
olmadığı gibi Türkçe de dil sınıfına dahil değil. Oysa Türkçe,
Çince'den sonra Asya kıtasının 2. ve Avrupa'nın 1. en yaygın
konuşulan dilidir. Bu neticede Türkiye, Kazakistan, Şarki
Türkistan, Özbekistan, Azerbaycan, Cenubî Azerbaycan, Türkmenistan,
Kırgızistan, KKTC ve Avrupa'daki Türk nüfusu esas ağırlıktır. Bir
bu kadar da otonom olan ve olmayan Türk varlıkları mevcuttur.
Kosova ve Karadağ'dan Şarkî Türkistan'a kadar uzayan kuşaktaki
Türklerin toplamı 200 milyonu aşkındır. Konuştukları dil, ayrı bir
dil değil Türkçenin lehçesidir. Ortak Türkçe bugün Türkçe'nin büyük
hedefidir.
Türkçe, 3 lehçeye sahiptir. Çağatay Lehçesi, Azerbaycan Lehçesi,
Anadolu Lehçesi. Türkçe'nin tamamının yüzüktaşı İstanbul
Türkçesi'dir. "Osmanlıca", imparatorluk Türkçesi'nin adıdır.
Cihan Devleti olmuş bu dil, iki asrı aşkın bir zamandır
talihsizlikler yaşamaktadır. Garbi Türkistan, 1990'lara kadar
Rusların işgali altında kaldı. Şarkî Türkistan hâlen de Çin'in
işgali altında. Buralarda SSCB ve Mao zamanında sistemli bir
dinsizleştirme faaliyeti yürütülmüş, Kur'ân-ı kerîm ve Türkçe
eserler yasaklanmıştı.