20'nci asır, aradaki bâzı iyileştirme çalışmaları bir tarafa bırakılırsa topyekûn kayıp yüzyılımızdır:
Bu asırda kendi millî irademiz, elimizden alındı. 1908’de II. Meşrutiyet’le başlayıp İttihatçıların yurt dışına kaçmalarına kadar devam eden 10 yılda Türkiye’deki üst akıl, Alman iradesidir. Böylece I. Dünya Harbi’ne girildi, imparatorluk, bozuk para gibi harcandı.
Erken Cumhuriyette üst akıl İngiliz iradesidir. 30 yılı bulan bu dönemde bin yıl boyunca nakış nakış işlediğimiz medeniyetimizin mahsulü ilim, hukuk, irfan… adına bizi biz yapan ve şahsiyetimizi binâ eden ne varsa devşirme inkılaplarla yine bozuk para gibi harcandı.
Tesirleri, II. Dünya Harbi sonrasında başlasa da 1950’lerden itibaren sonraki 50 yılda ise Amerikan iradesi, üst akıldır. Yirminci asırda sömürgeci ceberut irade ve aklın millî ve yerli iradeye tanığı mühlet ve fırsat, sadece 1950-1960 arasındaki 10 yıldır. Diğer bütün zamanlarda taşeron cuntalar devrededir. Her 10 yılda bir darbe ve buna muvazi olarak iktisadi buhran tezgâhlandı:
27 Mayıs 1960 darbesi İngiliz, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 Amerikan, 28 Şubat 1997 Amerikan...