Yeni dönemin ilk
Cumhurbaşkanlığını ortalama yüzde 53’lük bir büyük başarıyla
kazanan Sn. Erdoğan’ın seçim gecesinde AK Parti genel merkez
binasında saat 03.15 gibi yaptığı teşekkür konuşmasındaki
“mesajınızı da aldık” cümlesi, gecenin en dikkat çekici
sözüydü.
Çünkü:
Recep Tayyip Erdoğan, yukarıda
dile getirdiğimiz nisbette zafer kazanmıştı. Bu apaçık bir
gerçekti. En yakın takipçisini bile yüzde 22 gibi bir farkla arkada
bırakmıştı.
Ancak; Tayyip Beyin, “hayatım,
aşkım, eserim” dediği AK Parti, oylarını yukarı çekme bir tarafa,
mevcudu bile muhafaza edememişti. Bu parti, 295 MV kazandı. Bunun
2-3 vekili BBP’nindir. Geriye 292 gibi bir toplam kalmaktadır.
Yani; 23 Haziran günü 316 vekile sahip olan AK Parti, 24 Haziran’da
girdiği seçimlerden iki düzine vekil kaybıyla çıkmıştır. Hâlbuki
mevzubahis partinin 363’leri bulduğu seçimler de olmuştu. Bunu esas
alırsak 70 civarında bir kayıp yaşanmaktadır.
Evet; AK Parti, en yakın rakibi
CHP’den tamı tamına iki kat fazla vekil çıkarmıştır; hatta bütün
muhalefetten dahi yüksek sayıdadır ama 24 Haziran’da elde ettiği
vekil sayısıyla tek başına kanun yapabilme şansını kaybetmiştir. Bu
cümleden olarak bundan böyle 48 vekil çıkarabilme muvaffakiyetini
yakalamış Cumhur İttifakı’ndaki refiki MHP’nin rızasına
mecburdur.
Buradan da net olarak
anlaşılıyor ki en azından bir kısım seçmen, AK Parti’ye “ders”
vermiştir. Seçimlerden önce İstanbul ve Anadolu’da şöyle diyen çok
vatandaş gördük:
-Ben AK Partiliyim, bugüne
kadar da oyumu hep AK Partiye verdim. Bu seçimde de
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu ‘Reis’e vereceğim; ama Cumhur
İttifakı’nda AK Partiye ders vermek için mührümü MHP’ye
basacağım…