Her vesileyle söylediğimiz gibi liderlik, doğuştan gelen bir vasıftır. Sonradan lider olunmaz. Kursa giderek, staj yaparak da lider olunmaz…
Gencin şiir veya yazma yeteneğini fark ettikten sonra kendini bu yolda yetiştirmesi gibi lider olma istidadındaki kişi de şahsiyetinde saklı olan düşünme, konuşma, cesaret ve cömertlik… gibi liderliği oluşturan hasletleri keşfedince kendini bu yolda yetiştirir.
Tarihî Türkçede “başbuğ” sonrasında “rehber” ve “önder” şimdilerde Avrupa lisanı menşeiyle "lider" denilen kişi, içinde yer aldığı toplulukta duruşu, bakışı, ufku, teklifi, tehlikeye göğüs germesi, fedakârlığı ve aşılmaz sanılan zorluklara getirdiği çözümler ve zifirî karanlıkta bile aydınlığa geçit bulmasıyla hemen belli olur. Liderin zihninde ümidsizlik, huyunda çıkarcılık, ahlâkında hasislik ve ihanet olmaz.
Lider, tâbi olan değil, tâbi olunandır, tehlikeyi göze alabilendir, kan kusup "kızılcık şerbeti içtim" diyendir. Takip eden değil, başı çekendir. Öncü olandır, yol gösterendir. Şükredendir. Kavi tahammül sahibidir. Sabredendir. Fitne, yâni kardeşi kardeşe kırdıran bozgunculukla dâvâyı ve umdeyi ayırt edebilendir…
İnsanlık ve medeniyet, tekâmülünü;...