AK Parti, 2001 iktisadi
buhranından sonra 3 Kasım 2002’de işbaşına gelmişti. Felaket çapta
bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Bu buhranın, bir adım evvelindeyse
28 Şubat Süreci vardı. O da felaket çapta siyasi bir buhrandı ve
hâlen devam etmekteydi. Başbakan Erdoğan’ın 27 Nisan 2007’deki
e-Muhtıra’ya ertesi gün hak ettiği cevabı vermesine kadar da devam
edecekti.
AK Parti Hükûmeti, ilk en büyük
işini, IMF’ye olan borçları ödeyerek sömürgecilerin bu vesayet
kurumunu göndermekle yapmış oldu.
Bununla eş zamanlı olarak veya
öncesi ve sonrasında da manşetlerle çarpışa çarpışa medya
vesayetiyle, dişe diş bir mücadeleyle yargı vesayetiyle, cunta
vesayetiyle, üst dereceli memurların kurmuş olduğu kangrenleşmiş
bürokratik vesayetle, paraya giden her yolu mubah sayan patronlar
vesayetiyle, “one minute” diyerek Tel Aviv vesayetiyle ve daha
birçok baskı, çelme, tuzak, tehdit vesayetiyle ve nihayetinde FETÖ
vesayeti ve 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle mücadele ede ede bu
günlere geldi.
Her ile üniversite kurulması,
sağlıktaki muazzam hizmetler, Marmaray ve Avrasya başta olmak üzere
tüneller, köprüler, hava meydanları, bölünmüş yollar, enflasyonunun
yüzde 70’lerden tek haneli veya biraz üstü rakamlara çekilmesi,
paradan 6 sıfırın silinmesi gibi bir birçok devasa ve kalıcı ve
iftihar edilecek hizmetler, her nevi engellemeye rağmen bugünümüze
ve yarınımıza kazandırıldı. Sosyal hayat ve birey hürriyetiyse
zirve yaptı. Bugün dileyen dilediği gibi yaşamaktadır. İkna
odalarından gelindiği unutulmamalı.
Bu hizmetler, her türlü övgü ve
takdire layıktır. Kan kusturan şartlarda ortaya
konmuştur.
Toparlarsak 16 yıllık hizmetleri,
sağlık ve ulaşım diye ikiye ayırabiliriz. Diğer büyük hizmetlerse
dünyada itibarımızın artması, savunma sanayiindeki yerlileşmeyle
destani askerî harekâtlar ve terörle mücadeledir.
Bunlar lazımdı; bazılarında geç
de kalınmıştı. Ancak; görüldüğü gibi millî eğitim, kültür ve manevi
kalkınma listede hamle ve hizmetleri listeye girememiştir. Bu
alanlarda yapılanlar, ele gelir çapta değildir. Hatta manevi sahada
yaşanan çöküntü ve selefi akımların itikadi çarpıtması çok
tehlikelidir. Asla unutulmasın ki bu devleti de bu milleti de
ayakta tutan, sebep ve dünya ile yarıştıran ruhu besleyen hikmet,
ehl-i sünnet vel cemaat yolunda olmasından
kaynaklanmaktadır…
AK Parti iktidarı, 3 Kasım 2002-8
Temmuz 2018 arasında büyük işlere imza attı. Bunlar asra bedel
hizmetlerdir.
Ancak; buna rağmen eğitim, kültür
ve manevi kalkınma sahasında da maddi kalkınmalara eş ve hatta
onlardan fersah fersah yüksek hizmetler yapılamazsa bugüne dek
yapılanlar sadece maddi olanda kalmış olur.
9 Temmuz 2018’de bütün bu
hizmetlerin baş ustası Sn. Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanı”
sıfatı ve hakikatteyse Başkan yetkisiyle devlet gemisinin dümenini
uzak ufuklara doğru kırdığında yeni dönem başlayacaktır. Bu dönemde
başlamış maddi kalkınma hizmetleri, yenileri de eklenerek devam
etmeli ve bilhassa İstanbul Kanalı ve Millet Bahçeleri muhakkak
yapılmalıdır.
Bunların dışında yeni dönemin
mutlak önceliği eğitim, kültür ve manevi kalkınmadır. Her işten ve
her şeyden önce bunlardır. Hatta bunlara adaleti de
eklemeli.
Bu millet, gelecek zamanlara bu
sahadaki yükselişlerle varabilir.
Yolunuz açık olsun!