Hazret-i Ali, sadece yiğit bir
kumandan, güçlü bir devlet adamı değil, aynı zamanda ilmin
zirvesinde bir güneştir. Bir çelişkiyi resmederken şüphesiz ki
“kimseye iyilik yapmayın, dönüp size kötülük yapar” buyurmuyorlar.
Beşer fıtratına işaret etmekteler. Zira; vefa gibi yüksek insani
haslet herkeste yoktur. Veya o haslet, kişide vardır da hasislik
ederek açığa çıkartmaz.
Unutmak bile bir kusur
sayılabilecekken bir de kalkıp iyilik görenin, iyilik edene kötülük
yapması, hazmı kolay olmayan bir gerçektir.
Bu bahse, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “kimin ne yaptığını biliyoruz; biz, mücadele verirken
birileri kendilerine çalışmış” demesinden dolayı girdik. Sadece
vefasızlar yok. Sn. Erdoğan’ın elinden tutarak makam-mevki, servet-
şöhret sahibi yaptıklarından bugün kendisine diş bileyenler de
var.
İyilik eden de iyiliğe nankörlük
gösteren de kendine yakışanı yapar. İyiliğe karşılık vefasızlık,
nankörlük ve ihanet görmek lider olmanın katlanılması gereken
mecburiyetlerindendir.
“Siyasette vefa olduğunu
sanmayı” Turgut Özal, hataları cümlesinden zikretmektedir.
Siyasette; daha doğrusu politikada vefasızlık, gıybet, dedi-kodu,
iftira, ihanet, yarı yolda bırakma ve diğer bir sürü nahoşluk
vardır.