Evet; tam da öyle; Filistin,
yüreğinin tam ortasından bir kere daha vuruldu.
Amerikan başkanları, İsrail
dostudur. Ancak; gelmiş-geçmiş en sadık İsrail dostu Donald
Trump’tır. İsrail, dostluğu ve Yahudi muhabbeti konusunda
öncekileri hiçbiri Trump’ın eline su dökemez. Belki sonrakiler de
onu geçemeyeceklerdir. Trump’ın ne denli bir İsrail sevdalısı
olduğuna kızının kocasının Yahudi olması bir delildir. Lakin; onun
İsrail sevdası ve Yahudi tutkusu, sadece sıhriyet bağından ibaret
değildir.
İsrail sevdası ve Yahudi
tutkusu, Donald Trump’ın hayat tarzıdır. Geçen sene 14 Mayıs’ta
Amerikan sefaretini Kudüs’e taşıdı. Dünya devletlerinin karşı
çıkmaları hiçbir netice vermedi. Washington, yanına 10-15 bin
nüfuslu 7-8 devletçiği alarak kararını tatbik etti. Bilindiği gibi
dünya, İsrail’e rağmen buranın başkentini Kudüs değil Tel Aviv
olarak tanımaktadır. Bu, bugün de böyledir. ABD için de öyleydi.
Ama Trump, İsrail’in kuruluşunun 70. yılında elçiliğini Tel
Aviv’den Kudüs’e taşıyarak ona bir yaş günü hediyesi sunmuş
oldu.
Fakat; Trump, bununla kalmadı.
Bu jestten altı ay sonra da Golan Tepeleri’nin artık İsrail’in
işgal ettiği topraklar değil, meşru bir mülkü olduğunu kabul
ve ilan etti. İsrail, daha sonra adına “Altı Gün Savaşları’’
denecek olan Arap-İsrail harbinde aynı zamanda bir Selçuklu yurdu
olan Golan Tepeleri’ni gasp ve işgal etmiş ve bir daha çıkmamıştı.
Trump, aldığı kararla o işgali, meşrulaştırıyor, gayrikanuniliğe
hukukilik tanıyordu. Ancak orada da kalınmadı. Geçtiğimiz gün; 18
Kasım 2019’da Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Trump hükûmeti
adına durduk yerde bir açıklama yaptı. Buna göre ‘’Yahudi
yerleşim yerleri’’ artık gayrikanuni değil hukukiydi, Yahudiler,
İsrail topraklarında oturmaktadırlar. İsrail, 1967 harbinden galip
çıkınca Filistin’in diğer parçası Batı Şeria ve Doğu Kudüs’e
Yahudi nüfus kaydırmıştı. İlk getirilen nüfus, 66 bin 500 kişiydi.
Bugün 640 bindir. Bu sayının 220 bini Doğu Kudüs’te ve 420 bini de
Batı Şeria’dadır. Filistin’in diğer parçası Gazze ise Akdeniz
kıyısında bir şerittir ve dünyanın en büyük açık hava
hapishanesidir.
Varılan noktada vaziyet
şudur:
Trump Amerika’sı, emrivaki bir
biçimde İsrail’in başkent değişikliğini tanımıştır. Belki bundan
daha ağır olanıysa diğer iki tasarruftur. BM’nin işgal saymasına
rağmen aynı idare, hem Golan Tepeleri’nin ve hem de Batı Şeria ve
Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşim yerlerinin bundan böyle işgal
altında olmadığını ve İsrail’in meşru, hukuki mülkü olduğunu ilan
etmiştir. Bir devlet sırf kuvvetine dayanarak böyle bir karar
alabilir mi? Alamaz. Zira bu hükmü ancak yargı verebilir. Ne devlet
başkanı ve ne de onun bakan veya bakanları buna yetkili ve
mezundur.