Beyaz Saray’da gerçekleşen
Trump-Erdoğan buluşmasının basını bilgilendirme kısmında önce Sn.
Trump konuştu. Fakat sözlerini kısa tuttu. Misafirini dinlemeyi
tercih etti. Bunda şüphesiz ki çok hesabı olduğu gibi aynı
saatlerde Başkanlıktan azline dair TV’lerde naklen yapılan
yargılamanın psikolojik baskısı da vardı. Nitekim buna dair soruyu
cevaplandırırken iftiraya uğradığını iddia eden sanıkların
söylediği belli cümleleri tekrarladı.
Bu buluşmasının en kalıcı üç
kaydı oldu. Diğerleri görüş, talep ve temennilerdir. Bunlardan
biri, her iki liderin hatta her iki devletin iki ülke ticaretini
100 milyar dolara çıkartma hedefidir. Diğerleri ise Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Trump’ın kendisine kaba bir üslupla yazdığı mektupları
kibar ifadelerle ABD Başkanı’na iade etmesidir. Üçüncüsü de
Trump’ın program dışına çıkarak zekice bir buluşla uyguladığı
Türkiye muhalifi senatörleri Erdoğan’la bir araya getirmesidir.
Trump, senatörlere bu sürprizle âdeta “buyurun; işte kızdığınız
lider burada; ne diyecekseniz söyleyin!” demiş oldu. Fakat onlarda
surat asıklığı dışında pek bir şey görülmedi.
Başkan Trump, bir kısmı
soru-cevapta geçen, şu sözleri söyledi:
-Türkiye, iyi bir müttefikimiz
ve iyi bir NATO üyesidir. NATO masraflarına da esaslı şekilde
iştirak etmektedir. DEAŞ’la iyi mücadele ediyor. Suriyeli
mültecilere yaptığı 40 milyar dolarlık yardım büyük bir paradır.
AB, mültecilere yardım konusunda sözünde durmalıdır. Ülkelerimiz
arasındaki ticaret, 100 milyar dolara çıkmalı. Türkiye, F-35’lerin
yedek parçalarını yapmaktadır. Tayyip Erdoğan’a hayranım!..
Bazıları beylik laflardır. Ama;
Amerikan Başkanının Türkiye Başkanına hayran olduğunu söylemesi,
kıskançlıkla malul olanlar hariç, herhâlde her Türk vatandaşını
memnun etmiştir. O sözler, kayda geçti. Ne var ki aynı Trump, aynı
anda ve aynı cümle içinde Türkiye ile bir terör örgütünü eşit
değerlendirme gibi bir çelişkiye de yakalanıyordu. “Türkiye ve
Kürtlerle harika işler çıkartıyoruz!” dedi. Temel
anlaşmazlıklarımızdan biri bu tavırdır. Stratejik müttefikimiz,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütünlüğüne kasteden bir terör
örgütünü dost edinmiştir ve hiçbir ikaz onu yolundan
çevirmemektedir. Söz arasında “ateşkes devam ediyor” demesi de
masum değildi. Bununla ABD ile yapılan Ankara Mutabakatı’na işaret
ediyordu. O mutabakatla Barış Pınarı Harekâtı beklemeye alındı.
Metninde yalnızca Türk ve Amerikalı delegasyonun imzaları varken
ateşkesten söz edilmesi itibarsız bir ifadedir. Ateşkes, savaşan
iki devlet arasında yapılır. Türkiye, PYD ile savaşmıyor. Varlığına
kasteden silahlı bir çeteyi tedip ediyor, cezalandırıyor.
Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’ın
ise yine bir kısmı soru-cevap kısmında olan sözlerinin esası ise
şunlardır: