Halk Partisi, rahatsız, diken
üstünde. Olanlar, kopacak bir genel başkanlık kapışmasının
habercisi olarak görünüyor. Bu da hiç beklenmedik bir gelişme
değil. Seçimler sonrası ana muhalefet partisinde genel başkanlık
çekişmesi çıkacağını konuya ilgili herkes, hepimiz yazıp
konuşmuştuk.
Bir kere şu net gerçek ki Genel
Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, rakibi Muharrem İnce’yi kerhen
Cumhurbaşkanı adayı gösterdi.
Seçimden sonra da “beklenen oyu
alamadı” diyerek aldığı oyu yetersiz buldu. Hâlbuki, küçümsediği
aday, partisinden 8 puan daha yüksek oy almıştı.
Sn. Kılıçdaroğlu ve Sn. İnce
seçimin üzerinden 10 güne yakın bir zaman geçtiği hâlde düne kadar
bir araya gelmemişlerdi. Muharrem İnce’nin kendi ifadesine göre
dünkü görüşmede genel başkanına şu tekliflerde
bulunmuş:
-Kurultay çağrısını ben
yapmayayım; kurultayı sen topla. Ben genel başkan olayım, sen
onursal genel başkan ve partinin meclis grup başkanı ol. Sen,
partiyi mecliste idare et, ben de Edirne’den Ardahan’a
koşturayım!?
Kemal Kılıçdaroğlu, bu sözlere
evet veya hayır diye bir cevap vermemiş.
Rakibini cevapsız bırakan
Kılıçdaroğlu, İnce’nin içerideki konuşmayı medya ile paylaşmasına
canı sıkılmış. Böyle bir davranışı siyasi nezakete aykırı bulduğunu
dile getirerek bugün için parti karar organını toplantıya çağırdı.
Diğer taraftan Muharrem İnce destekçisi liste dışı kalmış 41 eski
CHP milletvekili de bugün ortak bir çağrıyla genel başkanı istifaya
davet edecekler. Partinin İnce’nin ihracı gibi bir karar alması
mümkün değildir. İstifa çağrısı da tek başına etkili olmayacaktır.
Muharrem İnce’nin fikrine göre parti başkanı işi yokuşa sürerse
ihtilafı örgüt çözecektir. Ne var ki genel başkan, delege oylarıyla
gelip gitmektedir. Delege de Kılıçdaroğlu’nun kapsama
alanındadır.
CHP böylesi bir yaz sıcağı
yaşıyor. Sancı büyük. Muharrem İnce’nin dediği gibi işler
“abi-kardeş” muhabbetiyle devam edeceğe benzemiyor.
Sn. İnce, partisinden ileri bir
oy almış fakat bunu faydaya çeviremiyor. Kırıp-dökmeden yönetime
geçmek istemekte. Bu sebeple adayım, değilim diye değişkenlikler
sergilemekte. Kendisini CB adayı gösteren genel başkana vefa
göstermekten söz etmektedir.
Mahalli seçimler, en yakın dağın
ardındadır. Hâl bu iken ana muhalefet bu manzarada. Kılıçdaroğlu,
bu defa zorlanacağa benzemekte. Ancak, İnce de yalnız. Bu durumda
İBB başkanlığı teklifini reddetmeyebilir.
Bu da şu anlama
gelir:
Sn. Erdoğan İstanbul Büyükşehir
Bediyesinden Cumhurbaşkanlığına yükselirken, Sn. ince, CB
adaylığından İBB’ye dönüş yapmak zorunda kalmaktadır.
Eğer bu ihtimal yaşanırsa İnce,
bir kere daha kerhen aday gösterilmiş olur. CB çalışmasında olduğu
gibi partisinden yine umduğu desteği bulamayabilir. Bir diğer
ihtimal de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına da aday
gösterilmemesidir. Vekil de olmayan Muharrem İnce, o zaman büsbütün
açıkta kalmış olur.