Bazı insanların hafızası çok kuvvetlidir. Hiçbir şeyi
unutmazlar.
Ne güzel, hep özenmişimdir onlara…
Ben çok unutkan biriyim. Mesela isim hafızam çok kötüdür. Yolda
biriyle karşılaşıp konuşurken içimden karşımdakinin adını
düşünmekten konuştuğum şeye konsantre olamadığım çok olmuştur.
Ya da bir yerde karşılaşıp, konuşmaya başladığım kişiyi nereden
tanıdığımı bulmak için beynimi suyunu çıkacak kadar zorladığım ama
bir türlü sonuca ulaşamadığım zamanlar…
En kötüsü de konuştuğum kişinin ne görüntüsünün ne de isminin
hafızamda bulunmaması. Sorsanız onu hayatımda ilk kez gördüğüme
yemin bile edebilirim.
İşte böyle zamanlarda erken davranıp ‘Merhaba ben Pınar…’ diye
kendimi takdim ettiğimde doğal olarak hafif ekşimiş bir yüz ve
zoraki bir gülümsemeyle ‘Biz tanışmıştık zaten!’ cevabını alınca
biraz zor durumda kalıyorum.
Belli ki hayatıma sokmayacağım insanları beynime de kaydetmiyorum.
Hani düşük hafızalı telefonlar var ya; kapasitesi dolunca yeni
resim çekebilmek için eskilerden silmen gerekiyor… Ben de öyleyim
galiba! *** Günlük hayatta da unutkan ve dalgınım. Bu yüzden
organize olurken de zorluklar yaşıyorum.
Bana hep not almamı, küçük bir defterim olması gerektiğini
söylüyorlar. Tamam ben de bunu biliyorum ama işe yaramıyor
işte!
Mesela geçen hafta market alışverişini yapmadan öce oturup bir
güzel liste yaptım. Sonra evin içinde bir iki işi daha hallettim,
tam evden çıkacağım liste yok!
Aramadık yer bırakmadım. Çıldıracağım! Yok, yok, yok!
Neyse gittim, aklımda kalanları aldım geldim. Aradan bir hafta
geçti, dün buzluktan et çıkaracağım baktım buzluğun içinde bir
kâğıt duruyor…
‘Hayırdır?’ dedim ‘Buzluğa kim not bırakmış?’
Benim geçen haftaki liste buzluktan çıktı.
Daha utanç verici olaylar yaşamışlığım da var.
Gözümdeyken gözlüğümü, elimde konuşurken telefonumu aramak
gibi…
‘Hafızayı kuvvetlendirmek için bol bol bulmaca çöz’ diyorlar.
Bulmaca hafızayı yeterince kuvvetlendi...