Terör Belçika'yı vurdu; ama asıl yara alan şey, metro
istasyonlarında ya da havaalanındaki insanlar değildi; Belçika'daki
terörle sakatlanan, herkesin kafasının içindeki “Ne olursa
Ortadoğu'ya olur, Avrupa'ya bir şey olmaz” algısıydı.
Avrupa'ya da olurmuş oysa. Çünkü dünyanın herhangi bir yerindeki
küresel bir terör örgütü, hele de Ortadoğulu bir terör örgütü tüm
dünya için tehlike anlamına gelir; gün gelir IŞİDli bir terörist
gider Avrupa'nın kalbinde kendini patlatır; El Kaide'den olan öteki
uçakları İkiz Kuleler'e çarptırır. Bakarsınız, bir teröristin
kendini havaya uçurmasıyla İngiltere kana bulanır…
Bu yüzden devletler terör örgütlerinin hemen tüm eylemlerini,
-hangisi olursa olsun- sırf görünüşte kalacak olsa bile kınar;
istisnasız hepsine mesafe koyar, koyması gerekir. Çünkü bu örgütler
kullanılmaya son derece elverişli manivelalar olduğu gibi birer
bumerangdır; hangi devlet ya da istihbarat tarafından fırlatılırsa
fırlatılsın, döner gelir failini bulur, vurur… El altından terör
örgütlerini desteklediği halde bu ilişkiyi iyi yönetemeyen
devletler olabilir, terör işte, çok geçmeden gider o destekçinin
başında patlar. ABD'deki 11 Eylül olayı, buna kusursuz bir
örnektir.