Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Suriyeli kardeşlerimizi geri
göndereceğiz, her insan doğduğu toprakta, kendi ülkesinde mutlu
olur” lafı günlerdir eleştiriliyor. Doğal olarak.
Kılıçdaroğlu'nun, “Suriyeli kardeşlerinin” bir ülkesinin kalıp
kalmadığının tartışma götürür bir konu olduğunu bilmiyor olmadığını
varsayamayız, değil mi? İnsanın durup dururken, içinde mutlu
olduğu, sevdiklerinin, evinin, barkının bulunduğu ülkesini, her
şeyi geride bırakarak apar topar terk etmesini rasyonalize edecek
bir akıl yürütme biçimi de yok.
O halde, neden söyledi o sözleri CHP lideri? Şefkat maskesi
altından yüzümüze karşı sırıtan ırkçılığın sebebi nedir? AK
Parti'nin her icraatını doğru-yanlış demeden, körlemesine değilleme
siyaseti mi?
Eğer Suriyelilerin ağırlanmasına beyaz Türklerin itirazları
olduğunu, sokakta Suriyelilerle karşılaşmanın bile onlar için kabus
demek olduğunu bilmiyor olsaydım; bu soruya evet diyebilirdim.
Şişli'de, Teşvikiye'de, Bağdat Caddesi'nde yürürken kulağınıza sık
sık çalınacak derecedeki açık düşmanlığa bizzat şahit olmamış
olsaydım, yaptıklarını anti-AKP'ciliğe verip
geçebilirdim.
Ama değil.