Anayasa değişiklik maddeleri Meclis'ten geçti. Referandumun ise
tarihi henüz netleşmemekle birlikte Mart sonu Nisan başı gibi
yapılacağı öngörülüyor. Sonuçlarının şimdiden ülkemize milletimize
hayırlı olmasını dileyelim ve anayasa değişiklik maddeleriyle
belirlenen yeni sistemle eski parlamenter sistem arasındaki
farkları dilimiz döndüğünce anlatmaya geçelim.
Türkiye'nin siyasi tarihine baktığımızda gördüğümüz, parlamenter
sistemin daima bir şekilde sorunlara neden olduğu ya da sorunlara
maruz kaldığı. Yasama, yürütme ayrılığının olmaması, en azından
istenen düzeyde olmaması ve ülkenin sıklıkla koalisyon
hükümetlerine mahkum olması, parlamenter sistem hakkında zaten
herkesin malumu olan, sık sık dillendirilen durumlar.
Ama bir de parlamenter sistemi güya denetlemek için kurulmuş
mekanizmaların Türkiye'ye verdiği zararlar var. Bu frenleme
mekanizmaları yıllar yılı bürokratik oligarşinin seçilmiş
siyasetçiyi yola getirme aracı olarak çalıştırıldı. Yıllar boyunca,
siyaset kurumuna müdahalelerde bulunuldu; yeri geldi yasalar iptal
edildi, yeri geldi siyasiler cezalandırıldı, kimi zaman siyasi
partiler kapatıldı. O dönemde, Türkiye'de kuvvetler ayrılığından
değil, ancak yargının Meclis üzerindeki vesayetinden söz
edilebilirdi. Yani, parlamenter sistem idealde demokrasiyi
sağlamaya matuf olmasına rağmen, temelde sistemin kendisinde bir
sorun yoksa bile, Türkiye'de farklı işledi. Türkiye'nin yaşadığı
parlamenter demokrasi tecrübesi pek de demokrasinin kökleşmesine,
derinleşmesine yol açmadı yani...
Önümüzdeki iki ay içinde oylayacağımız Partili Cumhurbaşkanlığı
denilen, ama Başkanlık olarak da telaffuz edilebilecek sistemdeki
öngörülen değişiklikler ise şöyle: